İyiliğimi istediğiniz sözlerinize inanıyorum. Ve bunu için çok minnettarım. | Open Subtitles | أثق بأنك تعمل نيابة عني وأنا ممتن جدًا لذلك |
Akıllıca bir seçim yapacağınıza inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أثق بأنك ستتخذي قراراً حكيماً |
"Bende bunu yapacak cesaret hiç yoktu sende bu cesaretin olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | "لم أمتلك يوماً الشجاعة لفعل ذلك بنفسي، لكن أثق بأنك تمتلكينها |
Eminim gerçek bir laboratuar ihtiyacımı takdir edersiniz. | Open Subtitles | أثق بأنك ليس لك أي إعتراضات أنا متأكد من أنكي تقدرين الحاجة لمختبر ملائم |
Ve tüm yasal sigortaları da eklendi, onaylayacağınıza Eminim. | Open Subtitles | ومرفق مضيف لضمانات قانونية أثق بأنك ستوافق عليه |
Torunumu hamile bırakanın sen olmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | أثق بأنك لم تكن من جعلت حفيدتي تحمل.. |
Senin de buna karşılık görgü kurallarına uyacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أثق بأنك ستتقيد بالآداب اللائقة. |
Saray düşerse doğru olanı yapacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أثق بأنك ستفعل الصواب |
Eminim bir yolunu bulursunuz. | Open Subtitles | أثق بأنك ستجد طريق الخروج بمفردك |
Eminim şehrin sensiz asıl kimliğine bürünemediğini göreceksindir. | Open Subtitles | حسنًا، أثق بأنك ستجدها لم تكن كما كانت بدونك! |
Her şey program ve bütçeye göre ilerliyor, ki bunu duymaktan memnun olacağınıza Eminim. | Open Subtitles | الأمر الذي يعني أننا نسير وفق الجدول الزمني المُتفق عليه وبالميزانية المُحددة ، الأمر الذي أثق بأنك ستكون سعيداً للإستماع إليه |
Hayır, Eminim Jacob ile tanışmışsındır. | Open Subtitles | -كلا، أثق بأنك قابلت (جايكوب ). |
"Eminim onu bulacaksın. | Open Subtitles | أثق بأنك ستجدها * |