"أثق في" - Translation from Arabic to Turkish

• güvenmiyorum
• güvenmem
• güvenemem
• güveniyorum
• inanıyorum
• güvenirim
• güvenmemi
• evde yaşayan insanlara güveniyor
• güvenmek
• güvenmedim

İngilizlere güvenmiyorum. Ama size önce de hizmet ettiğim için -
أنا لا أثق في الإنجليز ولكن لأننى خدمتك قبل ذلك

Başkalarıyla olan arkadaşlıklarımda hep mesafeliyim. Kimseye de güvenmiyorum zaten.
أنا بعيد في علاقاتي عن أي شخص ، ولا أثق في أي أحد أيضاً

Silah doldurmada kimseye güvenmem.
لا أثق في أحد عند تعمير سلاحي قبل القتال

Çok konuşkan bir arkadaşıma sohbeti sürdüreceği konusunda güvenebilirken belki sır tutması konusunda güvenemem.
ربّما أثق في أكثر أصدقائي ثرثرة كي يحافض على سير محادثة ما، لكن لا أثق به في حفظ سرّ.

Kaynaklarını bu şekilde kullanmanın en iyisi olduğunu düşünüyorsan kararına güveniyorum.
إن كنتِ ترين ذلك أفضل استغلال لمواردكِ فإنّي أثق في تقديركِ

Sizi inanıyorum. Peşinizden gidip, siz olmak istiyorum.
إنني أثق في قدراتك، أتطلع إليكِ أريد أن أكون مثلك

Elbette. İnsanlar dönek olabilir ama kuşlarıma her daim güvenirim.
بالطبع، قد يكون الإنسان متقلباً، ولكني أثق في الطيور دائماً.

Koku içinde, bir striptizciye kelepçeli halde görüşmeye geç geldin ve senin muhakemene güvenmemi mi bekliyorsun?
وصلت متــأخرا و سكرانــا، مقيد إلى راقصة ملاهي، وتنتظر منى أن أثق في حكمك؟

Ben kimseye güvenmiyorum. Çeneni kapalı tutacaksın,anladınmı?
أنا لا أثق في أيّ أحد، وإبقِ فمكَ مغلقاً، فهمت؟

İki dakika ama telefonda olmaz. Telefonlara güvenmiyorum. Ne sizinkine ne de benimkine.
دقيقتين , ولكن ليس بالمكالمة لا أثق في تلفوني , ولا تلفونك في الحقيقة

Kimseye güvenmem. Bu nedenle işimdi bu kadar iyiyim.
أنا لا أثق في أحد ولهذا أنا جيدة فيما أفعل

Bu yüzden kendimden başkasına güvenmem.
لهذا، لا أستطيع أن أثق في أي شخص آخر ما عدا نفسي

Ama ben kimseye güvenmem. Bu yüzden kız kardeşim hançerlenmiş bir vaziyette kutuda yatıyor.
وأنا لا أثق في أحد ولهذا أختي مُخنجرة في صندوق

Onları korumam gerek ve sizin onu alt etmenize güvenemem.
عليّ حمايتهم، ولست أثق في إحديكما للقضاء عليها.

Bundan dolayı bugün burada kuracağımız hiçbir zincirin başarısına güvenemem.
لا أثق في نجاح أي سلسلة قد نبنيها هنا

Görevlileri çağırmadan önce bana bu süreyi tanıyacağına güveniyorum.
أثق في أنك ستمهليني هذا الوقت قبل أن تُنذري الحراس

Şu an kendime güvendiğimden çok sana güveniyorum.
أوه، أنا أثق فيك الآن أكثر مما أثق في نفسي

Sana inanıyorum. O öğrenciye inanıyorum. Sadece onun da inanmasına ihtiyacım var.
أثق في ذلك الطالب، وأريده أن يثق في هذا أيضاً

Yöntemlerine her zaman katılmasam da, verdiği kararlara güvenirim.
قد لا أتفق دائماً مع طريقته ولكني أثق في حكمه

Benden mütevazi olmamı, Tanrı'yı ve büyüklerimi sorgulamamamı, onlara güvenmemi istiyordu
كانت تطلب مني أن أكون متواضعة -- ألا أسأل، أن أثق في الرب وفي من يكبرونني سناً.

Birilerine güvenmek benim işim değil, sen o iş için oradaydın zaten.
إنها ليست وظيفتي بأن أثق في أي أحد هذا ما كنت هنا لأجله

Makinene tam anlamıyla güvenmedim ama onu sen yaptın, ben de sana güvendim.
انظر، أنا لم أثق في آلتك بشكل كامل من قبل، لكن أنت من صنعها، وأنا أثق بك