Hatta Biz konuşurken bile devam ediyor. | Open Subtitles | .. حتى أثناء حديثنا, إنها تحصل .. فموياً |
Şu an Biz konuşurken bile şerefsizler Ku Klu Klan gibisinden bir örgüt oluşturuyorlar. | Open Subtitles | نحن نكون جماعه أثناء حديثنا هذا لكى ننال من هؤلاء الأوغاد |
Bu fotoğraftan FBI' da da var. Biz konuşurken onlar işe koyuldular bile. | Open Subtitles | الصورة موجودة لدى المباحث الفيديراليّة و هم يبحثون أثناء حديثنا. |
Şu an daire'nin önünde konuştuğumuz gibi gibi kamp yaptıklarına eminim. | Open Subtitles | لا ، أنا متأكدة أنهم تمركزوا أمام الشقة أثناء حديثنا الآن |
konuştuğumuz gibi, minik virüsümüz dünya çapındaki yolculuğuna kanat açtı. | Open Subtitles | أثناء حديثنا هذا، يجوب فيروسنا حولَ العالم. |
- Isı kontrollü bir taşıyıcıda. Biz konuşurken kuryemiz elde taşımalı çantasıyla uçağa biniyor. | Open Subtitles | في حاوية حافظة للحرارة ينقلها ساعينا بيده في رحلةٍ جوّيّةٍ أثناء حديثنا |
Evet Biz konuşurken kusmuktan örnek alınıp analiz ediliyor ve öyle bir iş yapmak zorunda olmadığım için çok minnettarım. | Open Subtitles | لذلك التفصيل المقرف أيها الحالم نعم,تم جمع ذلك القيء و يتم تحليله أثناء حديثنا |
- Ve Biz konuşurken hala sürmekte. | Open Subtitles | أصبحت تجري بشكل سري و لا تزال قائمة أثناء حديثنا |
Onun cesedi Biz konuşurken evine geri götürüldü. | Open Subtitles | يتم اعادة جثتها الى الوطن أثناء حديثنا هذا |
Görünen o ki şu anda Biz konuşurken para çekiliyor. | Open Subtitles | و يبدو أنه يتم سحب الرصيد أثناء حديثنا. |
Beyler Biz konuşurken bile kendi birimlerimizden biri kanunsuzlar tarafında saldırıya uğradı. | Open Subtitles | أيها السادة، حتى أثناء حديثنا هذا يبدو أننا سقطنا تحت هجوم آخر للمقتصّين... هذه المرة بإحدى محطاتنا... |
Biz konuşurken bu hususta çalışan bir ekip var. | Open Subtitles | لديّ فريق يعمل على ذلك أثناء حديثنا هذا |
Sayın Başkan, radara yakalanmayan uçağın bir terörist tarafından kaçırıldığını ve şu an Biz konuşurken sizin hava sahanızda bulunduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، لدينا سبب يجعلنا نعتقد أن مقاتلة من طراز الشبح ...قد تمت سرقتها من قبل إرهابي .وفي مجالك الجوي أثناء حديثنا الان |
Biz konuşurken biri çürümekle meşgul. | Open Subtitles | شخصٌ ما يتعفن أثناء حديثنا |
Biz konuşurken Oranjlı William beni yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | (ويليام) من "أورانج" حتى أثناء حديثنا هذا يبحث عن سبل لتدميري |
Ve şu anda Biz konuşurken Maya ile olan biri. | Open Subtitles | وهو مع (مايا) الآن، في أثناء حديثنا |
konuştuğumuz gibi hepsi de şehir dışındaki mülklerinden geri dönüyorlar. | Open Subtitles | كل المسافرون يعودون إلى منازلهم الريفيه أثناء حديثنا هذا |
Şu an, konuştuğumuz gibi evine doğru giden dedektiflerimiz var. | Open Subtitles | هناك فريق من المحققين يتوجه لمنزله أثناء حديثنا |
Şu anda konuşurken bile bunları not yazıyorum. | Open Subtitles | أنا فعلاً أقوم بتدون هذه الأشياء أثناء حديثنا |