"أجبره على" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorladı
        
    • zorla
        
    • zorlamadım
        
    Bugünkü durum Başkan'ı, diğer acil meselelere dikkat göstermeye zorladı. Open Subtitles الموقف اليوم أجبره على أن يعير انتباهه لأمور لا تقل أهمية
    Tetiği çektiği doğru ama başkası bunu yapmaya zorladı. Open Subtitles وبالتأكيد الضغط على الزناد .. ولكن شخص آخر أجبره على القيام بذلك.
    John Major ,Sinn Féin ile bir anlaşma imzaladı çünkü IRA onu buna zorladı. Open Subtitles وقع جون ميجور 1 معاهدة سلام مع شين فين لأن الجيش الجمهوري الايرلندي اعمال العنف أجبره على.
    Kurbanın bağlandığını bildiğim için birinin ona zorla öldürücü dozda eroin ve Xanax verdiğine inanıyorum. Open Subtitles مما يقودني للتخمين أن أحدهم أجبره على ابتلاع كميات كبيرة من الهيروين والزانكس
    Kurbanı vuran kişinin, onu patikaya zorla götürüp öldürdüğünü düşünüyorum. Open Subtitles الآن أظنّ بأنّ القاتل أجبره على سلك ممرّ الحديقة ومن ثمّ قتله هناك
    Onu bir şey yapmaya falan zorlamadım. Zaten yapmaya hazır değildi. Open Subtitles أنا لم أجبره على أي شيء لقد حضر لهذا مسبقاً
    Onu çıkmaya zorlamadım. Kendi ayrıldı. Open Subtitles لم أجبره على الرحيل, هو استقال
    Fakat Frank onu gelmesi için zorladı. Open Subtitles -لم يكن عليه الإشتراك لكن (فرانك) أجبره على المجيء
    O gerçekten Reed'e çok gitmek istiyordu, Ama Boone Standford'a geçmesi için onu zorladı Open Subtitles أراد أن يذهب إلى (ريد ) لكن أباه أجبره على الذهاب إلى (ستافورد)
    Birisi onu bu mektubu yazmaya zorladı. Open Subtitles أحدهم... أجبره على كتابة هذه الرسالة!
    Birisi ona zorla 20 oxycontin tablet yutturmuş. Open Subtitles شخص ما أجبره على تناول قرابة 20 قرص من أوكسي كو نتين
    Bu yardımcın, yakın zamanda... iyi bir Cheyenne adamını kaçıran ve O'na... zorla peyote veren yardımcın olamaz değil mi? Open Subtitles هل سيكون نفس المساعد الذي قام بأختطاف رجل طيب من الشايان مؤخرا ؟ و أجبره على تعاطي البيوتيه ؟
    Worm, bu çocuğu durdurabilirsin. Onu sola gitmeye zorla, ve yanından geçtiği anda, üstüne doğru sıçra. Open Subtitles ورم" يمكنك الإمساك بهذا الفتى" أجبره على الإتجاه الأيسر وعندما ينجح في العور إقطع عليه الطريق
    Jason'ı asla birşeye zorlamadım. Open Subtitles لم أجبره على شئ في حياتي
    Onu bunu yapmaya zorlamadım. Open Subtitles لم أجبره على ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more