Peki atalarımız ultraviyole ışınların bu saldırısıyla nasıl başa çıktı? | TED | إذاً، كيف تعامل أجدادنا مع تعرضهم الكبير للأشعة فوق البنفسجية؟ |
Diyor ki bu gemi atalarımız öldüğü yerin çok uzağında dolaşıyor. | Open Subtitles | يقول بأن السفينة ابتعدت كثيرًا عن الموطن الذي مات فيه أجدادنا |
Bu atalarımızın aptal olduğundan değil, beyinlerinin bizimki gibi çalışmamasındandı. | Open Subtitles | لم يكن أجدادنا أغبياء لكن مخهم لم يكن يعمل كمخنا |
Soylarının tükenmesinden kurtulan atalarımızın.... ... hayal güçleri uçuşa geçmiş. | Open Subtitles | بعد أن نجوا من الانقراض بدء خيال أجدادنا في التحليق |
Sadece modern insanda değil, uzak atalarımızdan birisinde; Neanderthal'lerde de. | TED | ليس فقط عند الإنسان الحديث، لكن عند أحد أجدادنا البعيدين، البشر البدائيون. |
Bir çoğumuzun ataları, bu sıçanları yok etmek uğruna kan döktü. | Open Subtitles | كثير من دماء أجدادنا تم سفكها للقضاء على هذه الهوام الحقيرة |
Atasözlerini, filozofları, zaman harcamak konusunda bizi uyaran büyüklerimizi günü yakala diye bağıran şairleri dinledik. | Open Subtitles | , الكل سمع الأمثال , و سمع الفلاسفة , سمع أجدادنا يحذروننا من تضييع وقتنا |
Eğer güzellik, ait olma, atalarımız ve köklerimiz ile ilgili konuştuklarımla ilgili kısaca kafa yorabilirseniz, hepinizin benim için ayağa kalkmasını istiyorum, lütfen. | TED | لذلك إذا تمعنتم قليلاً بما كنا نناقش حول الجمال وحول الانتماء وحول أجدادنا وجذورنا كذلك كل ما أحتاجه الآن ان تقفوا لي أرجوكم. |
O zamanlar, bir zamanlar göçebe olan atalarımız Crescent'a yerleşmeye başladılar. | TED | في ذلك الوقت، من كان مهاجراً من أجدادنا بدأ في الاستقرار في منطقة الهلال. |
atalarımız savaşla iç içe yaşadılar Yaşadıkları yerde savaştılar. | TED | حسناً، عاش أجدادنا في غمرٍ من الصراعات، وحاربوا حيث كانوا يقطنون. |
Bugün kalp yalnızca aşkın kaynağı değil diğer duyguların da kaynağı; atalarımız yanılıyorlardı. | TED | اليوم، نعرف بأن الحب ليس مقره القلب، بحد ذاته، ونفس الأمر بالنسبة للعواطف الأخرى؛ أجدادنا كانوا مخطئين. |
Kanzi'nin kayası Gona, Etiyopya'dan geliyor ve bizim Afrikalı atalarımız tarafından iki buçuk milyon yıl önce kullanılanla bire bir aynı. | TED | صخرة كانزي من جونا، أثيوبيا ومشابهة تماما للتي كان يستخدمها أجدادنا الأفارقة منذ مليونين ونصف من الأعوام. |
atalarımızın uğruna savaşıp öldüğü şeyler için çarpışacağım. Doğru mu? | Open Subtitles | أنا سأحافظ على حقوق ,أجدادنا حاربوا وماتوا من أجلها ؟ |
Bizim soyumuzdan oluşan bir yaratıcı ya da atalarımızın Tanrısı. | Open Subtitles | سواء كان إيمان بخالق هو حفيدنا أو بآلهة من أجدادنا |
Bu salon atalarımızın yedinci neslin kaydını ilk attıkları yer. | Open Subtitles | هذه القاعة حيث أجدادنا تعاهدوا بينهم حول أبناء الجيل السابع |
Ölürsek de atalarımızın ruhları eve dönmeyi denediğimizi ailelerimize söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | وإذامتنا.. ستخبر أرواح أجدادنا عائلاتنا أننا حاولنا العودة للمنزل لهم |
Bu, eski İngiltere'den ve tüm atalarımızdan günümüze kadar gelen bir kelimedir. | Open Subtitles | الكلمة التي إعتدنا على إستخدامها منذ أجدادنا الإنكليز حتى أسلافنا الصغار |
bu isim ve saygı bize atalarımızdan verildi. | Open Subtitles | الاسم والإحترام الذي حصلنا علية من أجدادنا |
Bu isim ve saygı bize atalarımızdan verildi. | Open Subtitles | الإسم و الإحترام الذي حصلنا عليهما من أجدادنا |
Yagahların ataları ve görkemli manakların ruhları içinizden en iyisini seçsin. | Open Subtitles | مثل أجدادنا(الأجال) الذي سيحصل على روح أقوي المانيك سيكون الأفضل منكم |
İkimizin bu ülkede olmasının sebebi büyük büyük büyükbabalarımızın yeterince hızlı koşamaması. | Open Subtitles | السبب الوحيد اننا نعيش في هذه البلاد هو أن أجدادنا القدامى لم يستطيعوا الركض بسرعة كافية |
Onun keşfi büyüklerimize ve atalarımıza buraya gelme ve çocukları için daha iyi bir yaşam kurma şansı tanıdı. | TED | واكتشافه أعطى أجدادنا وأجدادهم فرصة القدوم هنا وبناء مستقبل أفضل لأبنائهم. |