Oyunun parasını ödeyebilirim. Ödeyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني دفع أجر اللعبة، سأدفع أجرها |
Ah, lütfen, aşırı pahalı avukatının arkasına saklanma, ayrıca parasını ben ödüyorum. | Open Subtitles | , لا تختبئ خلف محاميتك اللعينة ! و التي , بالمناسبة , أدفع أجرها |
parasını önceden alan ama yemekten sonra restoranda müşteriden kaçan bir fahişe gibisin. | Open Subtitles | مثل مومس قبضت أجرها مسبقاً |
Zaten parasını almıştı. | Open Subtitles | فلقد حصلت على أجرها. |
Bence Tandy, parasını alamayınca Matthew'in evine gitti. | Open Subtitles | أعتقد (تاندي) إتصلت (بمنزل (ماثيو لأنها لم تستلم أجرها الكبير ...كانت منزعجة، لذا |