Hamileysen, ki yaptığın şu saçma testler yüzünden şüpheliyim iki seçeneğin var. | Open Subtitles | إذا كنتِ حبلى، وذلك ما أشكّ فيه لأن تلك الإختبارات التي أجريتها عديمة الفائدة عندك إختياران |
yaptığın o konuşma bizi sana getirdi. | Open Subtitles | إن الدعوة التي أجريتها من أن الهاتف الخليوي آدم جعلت من جميع الفرق. |
Biliyor musun, Edgar ...kız kardeşinin dolgulu sütyeniyle yaptığın alıştırmalar işe yaramayacak gibi. | Open Subtitles | أتعلم إد إنه لشيء مخزي بأن كل التمارين اللتي أجريتها على صدارة أختكَ لن تفي بالغرض |
Teksas'ta bir ceset çiftliğinde yaptığım sayısız yem deneyini zihnimde gözden geçirmeye başladım. | TED | بدأت عقلياً أخوض عدة تجارب صيد وقد أجريتها في مزرعة الجثث في التكساس. |
Tüm kariyerim boyunca yaptığım en memnun edici durumlardan biriydi bu. Hareketi yeniden onarmak ve onun gibi bir çocuğun yürümesini sağlamak. | TED | كانت هذه أحد أكثر الحالات التي أجريتها إرضاءً في مهنتي كلها أن أعيد الحركة و المشي لهذا النوع من الأطفال |
Profesör, burada yaptığınız testlerde bir kişinin ruhsal hastalık sahibi olup olmadığını teşhis edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | بروفيسور، خلال الإختبارات التي أجريتها هنا هل يمكن أن تشخص رجل ذو مرض عقلي؟ |
Bu sabah Simon'la yaptığımız ilginç konuşmayı paylaşmak için geldim buraya. | Open Subtitles | جئت لأشارككم المحـــادثة المثيرة للاهتـمام التي أجريتها هذا الصباح مع سيمون. |
O gün yaptığın görüşme işe yaradı galiba? | Open Subtitles | ذلك له أية علاقة بتلك المكالمة التي أجريتها سابقاً؟ |
Ve o döpiyesinde yaptığın küçük numara var ya. | Open Subtitles | أتعلمين تلك التعديلات التي أجريتها على ثوبكِ سابقاً؟ |
Makineye yaptığın değişikliğin başarılı olduğunu görene dek saklayacağım. | Open Subtitles | سوف أحتفظ بها آمنة حتى أعلم أن التغييرات التي أجريتها على الآلة نجحت |
Hemşire bana yaptığın şeyleri anlattı | Open Subtitles | أخبرتني الممرضه بشأن الجراحة التي أجريتها |
Bana yaptığın öyle olabilir ama başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ربما بسبب الطريقة التي أجريتها معي لكن مؤكد هناك طريقة .. |
Orta Doğu masasında yaptığın her hareket için hesap sorarız. | Open Subtitles | يمكننا حساب لكل خطوة أجريتها على مكتب الشرق الأوسط. |
Seyahatim boyunca yaptığım en iyi mülakatların çoğu golf sahalarında oldu. | TED | كانت أفضل المقابلة التي أجريتها طيلة رحلتي في ملاعب الغولف. |
Doktora öğrencilerimle, özellikle Craig Haney ile birlikte yaptığım bu çalışmada, biz de bir ilan ile başladık. | TED | إذن في هذه الدراسة، التي أجريتها مع عدد من طلبة السنة الأخيرة، وبخاصة كرايج هايني، قمنا بمباشرة العمل بنشر إعلان. |
Pekala,hayatı boyunca kendisiyle yaptığım milyonlarca konuşmadan biri... | Open Subtitles | حسناً ، واحدة من ملايين المكالمات التي أجريتها مع أخي خلال حياته |
Tüm bildiğim son iki saattir yaptığım tüm görüşmelerin kaydı var onda. | Open Subtitles | بحسبما أعرف، فلقد سجّل كل مكالمة أجريتها في غضون الساعتين الماضيتين |
Annemle sessiz kalması için yaptığım bir anlaşma ayrıca kendisine ait George Foreman yağsız aromalı ızgarasını da ara sıra kullanmama izin veriyor. | Open Subtitles | انها صفقة أجريتها مع أمي مقابل صمتها عن المسألة أيضاً الاستخدام المعتاد لشوّايتها |
Şu sizin yaptığınız, enfeksiyonlu endokart iltihabı için stentsiz kapak yerleştirme işi | Open Subtitles | جراحة تغير الصمام الغير مدعم للبطين المصاب التي أجريتها ؟ |
Bana ne olduğunu anlatın, yaptığınız anlaşma, veya söz neyse önemi yok. | Open Subtitles | قل لي ما حدث ، مهما كانت الصفقة التي أجريتها أو أياً كان الوعد ، لا يهم |
Bu yüzden kardeşinle karşılıklı olarak yaptığınız planı anlatman gerek. | Open Subtitles | لذا عليك إخبارنا عن الصفقة التي أجريتها لتخون شقيقك |
Altı yıl kadar önce hasta çocuklar üzerinde yaptığımız kliniksel deneyleri hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تذكر ما يسمي بالتجارب السريرية التي أجريتها على الأطفال المرضي من ست سنوات مضت ؟ |