"أجسادهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bedenlerini
        
    • vücut
        
    • cesetleri
        
    • vücutlarında
        
    • vücutlarının
        
    • vücutlarından
        
    • cesetlerini
        
    • onları
        
    • bedenlerinin
        
    • onlara
        
    • bedenlerden
        
    • cesetlerinden
        
    • vücutları
        
    • vücutlarını
        
    • bedenleri
        
    Bizler akıllı kızlarız, ve akıllı kızlar, hedeflerine ulaşmak için bedenlerini satmazlar. Open Subtitles نحُن فتيات أذكياء و الفتيات الأذكياء ليس عليّهم بيع أجسادهم ليحققوا أحلامهم
    Bunlar patlamadan dakikalar önceki iki canlı bomba. vücut dilleri çelişkili. Open Subtitles هؤلاء هم كلا المُنتحرين، قبل لحظة من الإنفجار لغة أجسادهم مُتناقضة.
    Canlarını alan uçak kazası öylesine sert, öylesine gerçekti ki cesetleri teşhis edilemedi. Open Subtitles تحطمت الطائرة وخطفت أرواحهم كان هذا خطيرا و بسيطا ولم يتم تمييز أجسادهم
    Yanan erkeklerin hepsinin vücutlarında bıçak izleri varmış. Open Subtitles وكان جميع الضحايا من الذكور شقوق شديدة كثيرة في أجسادهم
    Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. TED اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة.
    Sadece üç kişinin öldürüldüğünü ve kafalarının vücutlarından ayrı olarak bulunduğunu anlattılar. Open Subtitles فقط بأن هناك ثلاثة مقطوعى الرأس فى الخلاء رؤوسهم وجدت مفصولة عن أجسادهم
    Onların cesetlerini senin cenazen için bir araya getireceğim. Open Subtitles .إنتظر ، رانمارو ، سأجمع أجسادهم من أجل حنازتك
    İçimden onları yakalayıp, minik vücutları nefessiz kalana kadar sıkmak geliyor. Open Subtitles أحب أن أحملهم وأكتم على أنفاسهم ، حتى أطرد النفس الأخير . في أجسادهم الصغيرة
    Onların alayını domaltıp pantolonlarını indirip ruhları bedenlerini terk edinceye dek sikmeyi öneriyorum. Open Subtitles أنا أقترح أن نجمعهم جميعا ننزع لهم سراويلهم ونضاجعهم حتي تغادر أرواحهم أجسادهم
    Doğrusu, yalan söylerken üst bedenlerini dondurmaları ile bilinirler. TED حسنا ماذا يُعتقد، إنهم يعرفون بتجميد الجزء العلوي من أجسادهم عندما يكذبون.
    En üst düzeyde sadece bedenlerini kullanıyorlar. TED أنهم يستخدمون أجسادهم و حسب لأعلى درجة أداء.
    Ama bağışıklık sistemleri çöktüğü zaman bu aşı vücut sistemine saldırıyor. Open Subtitles ولكن مع خطر ضعف جهاز المناعة، اللقاح هو من يهاجم أجسادهم
    Hareket etmeye başladılar ve öne çıktılar ve ışıklar kostümlerinde vücut buldu. TED حركوا أجسادهم وأقتربوا للأمام وارتدت الأضواء على هذه الأزياء
    cesetleri tıbbi araştırma merkezlerine verildiği için yaşayanların yararına olacak gelişmeler kaydedildi. Open Subtitles بإمداد أجسادهم لأجل البحوث الطبية هذا لأجل منفعه الأحياء
    cesetleri güvende. Eğer beni öldürsen, onları asla bulamazsın. Open Subtitles إن أجسادهم آمنة إن قتلتني لن تعثر عليهم قط
    Dolayısıyla nehir yukarı yüzmek ve yumurtlamak için sadece vücutlarında saklı bulunan enerji vardır. Open Subtitles لذا الطاقة المخزّنة في أجسادهم هي كلّ ما لديهم لتمدّ الطاقة لسباحتهم ضدّ التيار ويضعون البيض
    Kendilerini vücutlarının üstünde uçarken buluyorlar ve aşağıdaki insanlara bakıyorlarmış. Open Subtitles ثم تحلق أرواحهم حول أجسادهم وتنظر إلى الناس في الأسفل
    Çinliler eskiden insanları vücutlarından küçük et parçaları keserek idam ederlerdi. Open Subtitles يستخدم الصينيون طريقة لإعدام الناس ألا وهي قطع قطع صغيرة من لحم أجسادهم
    "Sonra da cesetlerini yere yatırıp yanlarına uzanacağım." Open Subtitles ثم أضع أجسادهم بجوار بعضها وأرقد إلى جوارهم
    Ama onları bu kadar dayanıklı yapan sadece vücutları değil. Open Subtitles ليست فقط أجسادهم هي ما جعل هؤلاء القوم أشداء
    İnsanları anestetik veriyor ve ardından bedenlerinin kan dolaşımını durduruyor. Open Subtitles اذا فهي تقوم بتخديرهم ثم تضع أجسادهم في حالة ركود
    Adamlarım Sırplar'ı mermi yağmuruna tutacak, mermiler onlara isabet edecek, onlar da ölecek. Open Subtitles الخطة أن رجال سيطلقون وابلا من الرصاص على الصرب. سيخترق الرصاص أجسادهم ويقتلهم.
    Amerikalılar bıçaklarıyla kurşunları bedenlerden çıkarttılar. Open Subtitles استخدم الأمريكان السكاكين لإخراج الرصاصات من أجسادهم.
    Ama onları cesetlerinden merdiven yaparken gördüm. Open Subtitles ولكنني رأيتهم يصنعون سلم من أجسادهم
    Çünkü ilacı işleme biçimleri, tıpkı vücutları gibi, hızla değişir. TED هذا بسبب تغير طريقتهم في التعامل مع الدواء، كما أجسادهم.
    arkadaşlarımı çağırıp onların vücutlarını boyadım, sonrada resmimin önünde dansetmelerini sağladım. TED اتصلت بأصدقائي، أخذت أرسم على أجسادهم. وطلبت منهم الرقص أمام اللوحة.
    Tech kablosuz çalışıyor; insanlar sağda solda bedenleri çalıyor hâlâ. Open Subtitles الألكترونيات أصبحت من دون نطاق الناس أصبحت تُسرق أجسادهم في كل مكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more