Ben tüm hayatımı onu mutlu etmek için harcadım ama o benim için denemez bile! | Open Subtitles | لقد قضيت حياتي كلّها محاولاً أن أجعلها سعيدة لكنّها لم تحاول قطّ من أجلي |
Kanımı akıtınca o madalyon çıkacak olsa sırf onu mutlu etmek için bir damarımı açabilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أفتح شريان في ذراعي لويمكنيأن أنزفهذه القلادة، كي أجعلها سعيدة فقط |
Ve gerçek şu ki onu mutlu etmek istedim. | Open Subtitles | وفي الحقيقة ،أنا فقط أريد أن أجعلها سعيدة. |
Böylece kızınızla evlenip onu mutlu edebilirim. | Open Subtitles | بالتالي ساتزوج ابنتك و أجعلها سعيدة |
Umarım onu mutlu edebilirim. | Open Subtitles | أتمنى أن أجعلها سعيدة |
onu mutlu etmek istedim. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلها سعيدة |
Ben de onu mutlu etmek istiyorum. | Open Subtitles | وانا أريد ان أجعلها سعيدة |
onu mutlu etmek için. | Open Subtitles | -أجل، لمجرد أن أجعلها سعيدة . |