Hadisene ufaklık, annen için kaldır bakalım. | Open Subtitles | حسناً, هيا, يا صديقي الصغير, فلتشتد ولتصلب من أجل أمك |
Tatlım neden annen için bir hemşire çağarmıyorsun. | Open Subtitles | عزيزتي، اركضي ونادي الممرضة من أجل أمك |
annen için üzgünüm. Yaptıkların benim için çok ürkütücü. | Open Subtitles | أنا آسف من أجل أمك ما تقوم به يخيفني جداً- |
annen için üzgünüm. Yaptıkların benim için çok ürkütücü. | Open Subtitles | أنا آسف من أجل أمك ما تقوم به يخيفني جداً- |
Bundan sonraki touchdown'um annen için olacak. | Open Subtitles | هدفي القادم سوف يكون من أجل أمك |
Annen, için avon satıyorum | Open Subtitles | لقد بعت مستحضرات التجميل من أجل أمك |
Tekrar yapsana. annen için yap. | Open Subtitles | افعليها مرة أخري افعليها من أجل أمك |
annen için güçlü olmalısın." | Open Subtitles | "هذا واجبك عليك التحلي بالقوة من أجل أمك" |
Laflarına dikkat et Charlotte. Tatlım bana bir iyilik yap da annen için oraya git. | Open Subtitles | أسديني صنيعاً واحضري من أجل أمك |
-Haydi, James. annen için bir dans. | Open Subtitles | - هيا يا جيمس رقصة واحدة من أجل أمك |
annen için nefes al, hadi. | Open Subtitles | تنفس من أجل أمك الآن |
Al şunu. Bu annen için. | Open Subtitles | خذها، إنها من أجل أمك. |
annen için buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا من أجل أمك |
Bunu annen için yapıyorum. | Open Subtitles | إنني أفعل هذا من أجل أمك |
Lan, sen daha annen için torbacılık yaparken Conrad buldu bu Seksi Anne denen otu. | Open Subtitles | "يا حقير ، (كونراد) اخترع "ميلف عندما كنت تبيع الحشيش من أجل أمك |
Benim için değil, annen için. | Open Subtitles | ليس من أجلي، ولكن من أجل أمك. |
Sa... Sadece annen için. | Open Subtitles | من أجل أمك فقط |
annen için. | Open Subtitles | من أجل أمك |
annen için. | Open Subtitles | من أجل أمك |
annen için. | Open Subtitles | .من أجل أمك |