Zaten ölümsüz olduğu halde neden bitkisini çalmak için hayatını riske attığını sordu. | TED | وسألها لم قد تخاطر بحياتها من أجل سرقة أعشابه وهي في الأصل خالدة؟ |
Telefon çalmak için... cinayet işlemek için zor bir neden. | Open Subtitles | بدأت بذلك، أجل. سرقة هاتف خلوي بالكاد يبدو دافعاً للقتل |
Birinin at çalmak için bu kadar belaya girmesi bana garip geliyor. | Open Subtitles | .. الأمر يبدو غريباً فحسب بالنـسبة لي بـأن شخص مـا يتكّلف كل هـذه المتـاعب من أجل سرقة حسان واحد |
Paramı çalmak için bir oyun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أن كل ذلك الخداع من أجل سرقة أموالي |
Agarta'nın zenginliğini ve dirayetini çalmak için buraya geldiler. | Open Subtitles | جاءوا لمئات السنين من أجل سرقة ثروة وحكمة (اغارثا) |