Anladığından emin değilim. Gerçek bir şey için değil en azından. | Open Subtitles | أنا لست متأكده أنك كذلك , ليس من أجل شئ حقيقي |
Kendisine okyanusların yükselişinden bahsedildi. O da ''100 yıl sonra olacak bir şey için bugün davranışlarımı değiştirmeyi saçma buluyorum,'' dedi. | TED | حدثوه عن ارتفاع المحيط فأجاب قائلاً: "أجد أنه من السخف أن أغير سلوكي اليوم من أجل شئ سيحدث خلال مئات الأعوام." |
Ben de zaten bunu yapıyorum.Hayatımda ilk defa gerçek bi şey için savaşıyorum ...Bunu şu anda yapamam. | Open Subtitles | هذا ما افعله , أحارب من أجل شئ حقيقي لأول مره في حياتي |
Yapmadığı bir şey için onu ayıplayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحكم عليه من أجل شئ ما لم يفعله. |
Bir taraftan düzenimi kurmaya çalışırken bir taraftan da daha iyi Bir iş için gözlerimi dört açmıştım. | Open Subtitles | و لكنى أبقيت عيناى مفتوحة من أجل شئ أفضل |
Eğer bir şey için dövüşüp ölmek istiyorsan bana uyar. | Open Subtitles | إذا أردت أن تُقاتل وأن تموت من أجل شئ ما، فأنا لا أمانع |
Hayır, devriye görevindeyim. bir şey için uğradım. | Open Subtitles | كلا ,أنا في الدورية توقفت هنا من أجل شئ ما |
Ve açıkçası, eğer birkaç can düşmanı takımı büyük bir şey için yan yana getirebiliyorsak, her şey mümkündür. | Open Subtitles | وبصراحة إذا استطعنا ضمّ الفرق المتنافسة ليقفوا جنباً إلى جنب ويتحدوا من أجل شئ |
Eğer bir şey için dövüşüp ölmek istiyorsan bana uyar. | Open Subtitles | إذا أردت أن تُقاتل وأن تموت من أجل شئ ما، فأنا لا أمانع |
Şey, değersiz bir şey için iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | ... حسنا أنت لم تؤدى بشكل سئ من أجل شئ عديم القيمه ... |
Böyle bir şey için kıçımızı niye riske atalım ki? | Open Subtitles | ولماذا نخاطر بحياتنا من أجل شئ كهذا ؟ |
Biri ya da bir şey için bu işe bulaşmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه كان خلفيه لشخص ما من أجل شئ ما |
Yalnızca bir şey için geri dönersin. | Open Subtitles | لقد عدت من أجل شئ واحد وشئ واحد فقط. |
Ondan çok daha önemli bir şey için. | Open Subtitles | من أجل شئ أهم من ذلك بكثير |
Çok eski ve benden çok daha kıymetli bir şey için sizden, güvenli bir yer bulmanızı istiyorum sadece. | Open Subtitles | من أجل شئ أقدم وأثمن مني |
Buraya tek bir şey için geldim. | Open Subtitles | أنا أتيت من أجل شئ واحد |
Onu bir şey için bulmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أجدها من أجل شئ |
Senin, babamın, Tommy'nin ve herkesin kurduğu her şeyi garantisi olmayan herhangi bir şey için riske atmayı gerçekten istiyor musun? | Open Subtitles | أمستعد أن تخاطر بكل شئ أنت و أبي و (تومي) و الجميع قضى أعواماً في بنائه من أجل شئ ليس لديه ضمانات؟ |
Çünkü oğlumun, özür dilememi istediği tek şey için 'özür dilerim' diyemiyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أستطيع أن اقول آسف من أجل شئ واحد يريده أبني أن أتأسف من أجله ! |
Bir iş için birini görmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لمقابلة شخص ما من أجل شئ ما |