"أجل شيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • şey için
        
    • bir amaç
        
    • şeyler için
        
    • şey yüzünden
        
    • olay için
        
    • şey uğruna
        
    Hayatımı böyle bir şey için neden tehlikeye attığımı öğrenmek istiyordu. Open Subtitles هو يريد أن يعلم لماذا أخاطر بحياتي من أجل شيء كهذا؟
    Buraya bir şey için geldin, ama ben başka şey duyuyorum. Open Subtitles أنت أتيت إلى هنا من أجل شيء واحد لكني أسمع آخر
    Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok. Open Subtitles هذه المرأة تم بتر ساقها للتو. وليست في حاجة لأن يتم فتح صدرها من أجل شيء لسنا متأكدين حتى من وجوده.
    Hep şimdiye dek sana anlatamadığım tek bir amaç için. Open Subtitles من أجل شيء واحد أنني لن أخبرك بهذا حتى الآن
    Sanırım bunu bir şeyler için kullanabilirim. Open Subtitles أعتقد أنه يمكنني استخدام هذا من أجل شيء ما
    Gazete yazdığı bir şey yüzünden 20 kişi yaşlı bir adamı mı döveceksiniz? Open Subtitles عشرون رجلاً منكم ضدّ رجلاً عجوزاً من أجل شيء كتبه في صحيفة ؟
    Yaptığımız hiçbir şey için ağır suç iddialarını kabul etmem. Open Subtitles أنا لن أقبل بأى تهمة من أجل شيء قد فعلناه
    Neyse, seni buraya başka bir şey için çağırdım. Open Subtitles على أية حال.. لقد أحضرتك إلى هنا من أجل شيء آخر
    Böyle bir şey için olasılık planımız yok. Open Subtitles خطة للطوارئ من أجل شيء . ليس من المفترض أن يحدث
    Hayır, hayır gerek yok Ustayı böyle saçma bir şey için rahatsız etmemizin bir anlamı yok. Open Subtitles لا، لا بأس ، ليس من اللائق إيقاظه.. من أجل شيء تافه كهذا..
    Evet, on yıl önce yaptığım ve muhtemelen de artık yapamayacağım bir şey için. Open Subtitles من أجل شيء فعلته منذ 10 سنين وربما لا أفعله ثانية
    Ama bir yıl, sadece ve gerçekten kötü bir şey için değildi. Open Subtitles لكن كانت فقط لسنة ، و لم يكن . من أجل شيء سيء حقاً
    Bütün bu insanlar, hepsi bir şey için bir araya geliyor ve pek çoğunu daha önce hiç görmedin. Open Subtitles كل هؤلاء الناس ، وكلها قادمة معا من أجل شيء واحد ، ومعظمهم لم يسبق لك يشاهد من قبل في حياتك.
    İstediğin bir şey için yıllarca çalışırsın fakat sadece bir saniye içinde her şeyi birden kaybediverirsin. Open Subtitles ان في النهاية تعمل من أجل شيء تريد فعل شيئآ ولا تنتظر لثانية واحدة مقابل من وراء هذا ليأخذ كل شيء
    Yapmadığım bir şey için, beni elektrikli sandalyeye gönderdiniz. Open Subtitles ترسلني إلى الكرسي من أجل شيء لم أفعله كلّه من اجل رئيستك
    Neden böyle küçük bir şey için kızıyorsun ki? Open Subtitles لماذا أنت غاضبة جداً من أجل شيء صغير هكذا ؟
    Bu kadar önemsiz bir şey için kardeşimi nasıl terk edebilir? Open Subtitles كيف يمكنه أن يترك أختي من أجل شيء تافه كهذا؟
    Bu cep telefonum için, bu laptopum için, bu erotik masaj aletim için ve bu da özel bir şey için. Open Subtitles هذا من أجل هاتفي النّقال، هذا امن أجل حاسوبي النقال، هذا من أجل مدلّكي الجنسي، وهذا من أجل شيء شخصي
    Yani, dünyayı değiştirebilecek bir şey için riske girmeye hazırım. Open Subtitles أقصد أني مستعد لتلقي رصاصة من أجل شيء قد يغير العالم
    Bak, mücadele edeceksen, bir amaç uğruna olmalı. Open Subtitles اسمع إذا أردت أن تقاتل فيفترض بك أن تقاتل من أجل شيء ما
    Bu gibi küçük şeyler için Tanrıya karşı bir dava olmaz. Küçük şey mi? Open Subtitles لا يمكننا أن نأخذ كلامه على محمل الجد من أجل شيء صغير كهذا
    Kolayca halledebileceğiniz bir şey yüzünden kavga etmeyiniz. Open Subtitles لا فائدة من القتال من أجل شيء يسهل تنفيذه.
    40 yıl öncesindeki bir olay için birbirinizi öldürmek zorunda değilsiniz. Open Subtitles ليس عليكما أن تقتلا بعضكما البعض من أجل شيء حدث منذ 40 سنة
    Bakın, eğer gideceksem inandığım bir şey uğruna savaşarak gitmek istiyorum. Open Subtitles اسمعي، إن كنت سأذهب، فأريد أن اسقط وأنا أحارب من أجل شيء أؤمن به،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more