"أحارب" - Translation from Arabic to Turkish

• savaşıyorum
• mücadele
• kavga
• savaşmam
• savaşırken
• savaşacağım
• savaşırım
• savaşarak
• savaşmaya
• dövüşmeyeceğim
• savaş
• savaşmadım
• savaşıyordum
• savaşmıyorum
• savaşabilirim

Benim için iyi duygular beslemiyorsun biliyorum... ama kutsal bir amaç için savaşıyorum.
أنا أدرك بأنّك يجب أن تكون مجنون جدا عليّ لكنني أحارب للقضية النبيلة

Burada kalıp işimi yapacak, programımın yayınlanması için mücadele edeceğim.
أنا جالس هنا أقوم بعملي أحارب ليُذاع عرضي على الهواء

Hayır, hayır, dövüş sanatlarını bırakacağıma ve asla kavga etmeyeceğime yemin ettim.
لا، لا... أقسمتبذلك أن أترك عالم فنون الدفاع الذاتي ولا أحارب ثانية.

İnsanları hayata döndürmek için savaşmam gerektiğini mi ima ediyorsun?
تعني بأنّه يجب أن أحارب لكي ارجع الناس إلى الحياة؟

Ben kanserimle savaşırken bunun adaletsizliği ve anlamsızlığı yüzünden kızgındım.
حين كنت أحارب السرطان, كنت غاضبة على عدم العدل به.. وفقدان المعنى به.

Ve ben Goa 'uld'u yenene kadar sizle kalıp savaşacağım.
و انا سوف أبقى هنا و أحارب إلى جانبكم . حتى نطهر هذا الكوكب من الجواؤلد

Ancak o avukat yine de içimde, sanatımı kullanarak inandığım şey için savaşıyorum.
ومع ذلك، مازال المحامي في داخلي موجوداً، لذلك استخدمت فني حتى أحارب من أجل ما أؤمن به.

SCOTUS'daki yozlaşmışlık ile savaşıyorum, bunu yazmaya başladığımdan beri sürekli saçımı topluyorum.
أنا أحارب الفساد في المحكمة العليا لأمريكا يرفع العقدة العليا منذ كتابتي هذا لأول مرة

Her gün, aklımın bu inişi engellemeye çalışmasıyla savaşıyorum.
الصحيفة اليومية، أحارب الحافز لقطعه بالكامل لتوقّف هذا الهبوط.

Ben, savaşıyorum çünkü zulümden kurtulmanın tek yolu bu.
أنا أحارب الظلم لأنها الطريقة الوحيدة التي أعرفها للحياة.أنت؟

25 yıldır bu uzaylı piçlerle savaşıyorum yanlış yer seçtiklerini, yanlış kapıya geldiklerini gösteriyorum.
أحارب هذه المخلوقات الغريبه الحقيره منذ 25 سنه لأريهم أنهم أختاروا المكان الخطأ قرعوا الباب غير الملائم

Ben denemek ve oğullarım kurtarmak için savaşıyorum.
حسناً ، أنا أحارب و أحاول أن أنقذ أبنائي

Büyüyü hayatımdan uzak tutmak için mücadele etmemi söyleyen sen değil miydin?
ألست أنت التي قلت لي أنه يجب أن أحارب لأبقي حياتي منفصلة عن السحر ؟

Şimdi kadar, tek başıma mücadele ettim Şimdi sende bnimlesin
حتى الآن، أنا كنت أحارب لوحدي الآن أنت معي

Afedersin, doluydu ayna için kavga etmek zorunda kaldım.
أه، آسف لقد كانت أنفى ممتلئة. لقد كنت أحارب أمام المرآة

Ölü Rusların altın dişlerini çalan Bir leşyiyenle beraber savaşmam ben.
إنني لن أحارب برفقة نابش الفضلات الذي ينبش لأجل أسنان ذهبية من جثث روسية إذا أهرب إلى باكستان

Tek suçu, ben ülkem için savaşırken beni desteklemekti.
جريمتها الوحيدة هي أنها كانت تعولني بينما كنت أحارب من أجل بلادي

Bir gün bu kayadan kurtulacağım ve İmparatorluk'la savaşacağım.
في يوم من الأيام .. سأنزل من هذه الصخرة و أحارب الإمبراطورية

Burada kalmak için onlarla savaşmam gerekirse savaşırım.
إن لزم أن أحارب مصلحة سكة الحديد, لا مانع لدي

Belki de tüm kariyerimi endüstrideki ahlaksızlarla savaşarak geçirdiğim içindir.
ربما لأنني قضيت حياتي المهنية كاملة أحارب الحثالات في مجالنا.

Buraya çocuklara öğretmenlik yapmaya geldim ebeveynleriyle savaşmaya değil.
جئت هنا للتعليم الأطفال لا أن أحارب أبائهم

Başkasıyla dövüşmeyeceğim.
.أنا لن أحارب أحداً غيره

İblisle savaş ve dua et
♪أحارب الشيطان وأصلي♪ ♪أحارب الشيطان وأصلي♪

Bu savaşta seninle savaşmadım ve öleceğim güne kadar pişman olacağım.
لم أحارب بجانبك في أرض المعركة وسوف أندم على ذلك حتى يوم مماتي

Bir haftadır aptalca davranıyorum, çünkü savaşıyordum.
ان كنت احمقا الأسبوع الماضي هو لأنني كنت أحارب

Ama ben hiçbir şey için savaşmıyorum.
حسناً، أنا ليس لدي ما أحارب من أجله

Peki şimdi nükleer bir süper devlet kışkırtması yaparken teröristlerle nasıl savaşabilirim?
والان كيف يمكنني أن أحارب إرهابيين وأنا أثير قوة نووية؟