"أحاول أن أشرح" - Translation from Arabic to Turkish

    • Açıklamaya çalışıyorum
        
    • da açıkladığım
        
    • açıklamaya çalıştım
        
    • anlatmaya çalışıyorum
        
    Açıklamaya çalışıyorum. Bir siparişle geldiler. Open Subtitles كنت أحاول أن أشرح لك الأمر لقد أتت عن طريق حمولة شحن
    Açıklamaya çalışıyorum. - Dokuz dolar. Open Subtitles أجل أنا أحاول أن أشرح تسعة دولارات يا سيدي
    Artık eskisi gibi biri olmadığımı Açıklamaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول أن أشرح لكم أنني لست ذلك الشخص بعد الآن
    Beyaz Saray'a da açıkladığım gibi biz devam etmeden, daha derin bir soruşturma yapılmalıdır. Open Subtitles كما أنني أحاول أن أشرح (للبيت الأبيض) ينبغي أن يكون هناك مزيدا من التحقيق قبل أن نمضي قدما نحو التناقضات -هناك مسألة أخرى تماما عن كتابة تقريرا آخر
    Neden Polonya'ya dönmem gerektiğini size açıklamaya çalıştım. Open Subtitles أنا لم أحاول أن أشرح لك لماذا لا بد لي من العودة إلى بولندا.
    Anlıyor musunuz, size benim gibi insanlar ile ilgili bir şey anlatmaya çalışıyorum. TED فكما ترون فإنني أحاول أن أشرح لكم عمن هم على شاكلتي.
    Hayır. Bak Açıklamaya çalışıyorum. Sen dinlemek istemiyorsun. Open Subtitles لا , أنا أحاول أن أشرح لك لكنك لا تجد وقت لتسمعني
    Oturmuş istasyon şefine durumu Açıklamaya çalışıyorum, ve llya gölgelerin arasından çıkıp tercüme etmeye başlıyor. Open Subtitles هنا أحاول أن أشرح الوضع لناظر المحطة وظهر إيليا من حيث لا أعرف وبدأ بالترجمة
    Hayır, sana ne kadar kolay bir şekilde ölebileceğini Açıklamaya çalışıyorum. Open Subtitles لا أنا أحاول أن أشرح لك كم هو سهل لك أن تموت.
    Babanın neden gittiğini Açıklamaya çalışıyorum neden kafasının karıştığını. Open Subtitles .. أنا أحاول أن أشرح لك لماذا غادر أباك لماذا كان هو مشتتاً
    Sana Açıklamaya çalışıyorum, Stefan, Elena'nın bir önemi yok artık. Open Subtitles أحاول أن أشرح لك يا (ستيفان)، (إيلينا) لم تعُد تهمني.
    - Tanrım. Hazel, sana bir şey Açıklamaya çalışıyorum. Open Subtitles هايزل)، أنا أحاول أن أشرح) لك شيئاً ما
    Beyaz Saray'a da açıkladığım gibi biz devam etmeden, daha derin bir soruşturma yapılmalıdır. Open Subtitles كما أنني أحاول أن أشرح (للبيت الأبيض) ينبغي أن يكون هناك مزيدا من التحقيق قبل أن نمضي قدما نحو التناقضات -هناك مسألة أخرى تماما عن كتابة تقريرا آخر
    Ona açıklamaya çalıştım. Open Subtitles . سوف أحاول أن أشرح له هذا
    Bir şey anlatmaya çalışıyorum. Bir buçuk saattir hıçkırıyorsun. Open Subtitles أنا أحاول أن أشرح لك شيئا و انت تتقرع منذ نصف ساعة أفعل شيئا حتي توقفها
    İnsanlara herzaman anlatmaya çalışıyorum... neleri geri dönüştürebilir ve nelerden gübre elde edilebilir... yapmaları gerekenleri anlatıyorum. Open Subtitles أنا أحاول أن أشرح للناس ما يمكن إعادة تدويره ، و كيف يصنعون السماد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more