"أحاول عدم" - Translation from Arabic to Turkish

    • çalışıyorum
        
    Haleh, bunu fazla düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles هالة، أنا حقا أحاول عدم التفكير عن ذلك كثيرا.
    - Ya ben? O dilin nerelerde dolaştığını düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles اوه , يا الهي أنا فقط أحاول عدم التفكير أين كان هذا اللسان
    Ben öyle düşünmemeye çalışıyorum Open Subtitles أحاول عدم التفكير في الأمر على هذا النحو
    Ama hoşlandığım erkeklere para vermemek üzerine çalışıyorum. Open Subtitles لكنني أحاول عدم ممارسة رمي المال كالرجل الذي أغرم به
    Ama olayların çirkin yanına odaklanmamaya çalışıyorum, baba. Open Subtitles لكنّي أحاول عدم التركيز على الجانب القبيح من ذلك، يا أبي.
    Ve eğer yardım etmiyorlarsa o lanet olasıları dinlememeye çalışıyorum. Open Subtitles وإذا لم تكن تساعد أحاول عدم الاستماع لها
    Fazla arkadaşı olmayan bir adam için bunu kanıksamamaya çalışıyorum. Open Subtitles لرجل ليس لديه العديد من الأصدقاء أحاول عدم اتخاذ أي أمر مفروغ منه
    Özür dilerim, bir şeytanın yemeği olmaktan başka bir şeyi düşünmeye çalışıyorum. Open Subtitles آسفة، لكنّي أحاول عدم التفكير بأنّي الغداء لكائن شيطانيّ
    Tanrım. Altıma sıçmamaya çalışıyorum. Open Subtitles يا إلهي، أنا فقط أحاول عدم التغوط في سروالي
    Bunu düşünmemeye ve yüzümde nasıl bir ifade olacağını... planlamaya çalışıyorum. Open Subtitles أحاول عدم التفكير بذلك .. وأحاول عدم التخطيط للتعبير الذي سأضعه على وجهي
    Ben hayatımı mahvetmemeye çalışıyorum... Open Subtitles وأنا أحاول عدم الاستسلام للافتراض بأنني سأفسد حياتي.
    Hayır, bırakmaya çalışıyorum. Open Subtitles كلاّ أنا أحاول عدم المشاركة فحسب
    - A) Düşünmemeye çalışıyorum ve B) İşi ve evi onun için aldığıma göre- Open Subtitles أحاول عدم التفكير بذلك، وثانياً : بما أني أخذت المنزل والعمل من أجلها...
    Bu gece onu sıkmamaya çalışıyorum ama bir yanım, onu hâlâ görüş alanında tutmak istiyor. O burada mı? Open Subtitles أحاول عدم تضييق الخناق عليها الليلة لكنّجزءاًمنّييرفضإبعادهاعنناظريّ .
    - Sarah da mı? Onu bu işe karıştırmamaya çalışıyorum. Open Subtitles أحاول عدم توريطها في هذا، حسناً؟
    Oldukça berbat bir durum. Düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles فوضى عارمة أحاول عدم التفكير في ذلك
    Ben bunu düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles . أحاول عدم الانشغال بالتفكير في ذلك
    Biliyorum, bu konuda düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles أنا أعرف، أنا أحاول عدم التفكير في ذلك.
    Bunu şimdi düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles أحاول عدم التفكير في ذلك الآن.
    Bunu kendine saklar. Ben de zorlamamaya çalışıyorum. Open Subtitles انه خاص جدا، لذلك أحاول عدم دفع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more