"أحبته" - Translation from Arabic to Turkish

    • sevdiği
        
    • severdi
        
    • sevdi
        
    • seviyordu
        
    • sevmişti
        
    • seven
        
    • sevdiğini
        
    • seviyor
        
    • hoşuna
        
    • bayıldı
        
    • beğendi
        
    İyi dedikodudan daha çok sevdiği tek şey, dedikodu malzemesi olmaktı. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي أحبته أكثر من إشاعة جيدة كانت هي الإشاعة.
    sevdiği Fransız tarzına daha yakın. Open Subtitles فهو أقرب الى الأسلوب الذى أحبته بالبلاط الفرنسى.
    Parmakları sevdiği adamın gerçek yüzünü görmesiyle, titremeye başlıyor. Open Subtitles ارتعشت يداها بسبب المعاناة التي سببتها خيانة الرجل الذي أحبته
    Bu sadece onun olayıydı ve o ekmeği çok severdi. Open Subtitles فقط بخصوصها وذلك الخبز الذي أحبته كثيراً
    Onu sevdi ve hamile olduğunu anladıktan sonra adam onu terk etti. Open Subtitles لكنها أحبته وحين أصبحت حاملاً لم يعد الرجل يطيقها
    Yani onu öyle seviyordu ki, oğlu onun hayat ışığıydı. Open Subtitles اعني, لقد أحبته تستطيع القول هو كان النور في حياتها
    Yanılıyorsun, hepsi bu. Annem de onu sevmişti. Open Subtitles أنتَ مخطئ، هذا كل ما في الأمر لقد أحبته أيضاً
    Böylece belki karının bir zamanlar sevdiği adamın hayatını kurtarırsın. Open Subtitles وربما تستطيع انقاذ حياة الرجل الذي أحبته زوجتك
    Siz onun sevdiği tek erkeksiniz, bu gerçektir. Open Subtitles أنت الرجل الوحيد الذي أحبته هذه هي الحقيقة
    Kendisinden daha çok sevdiği bahçesine gömecekti onu." Open Subtitles سوف يدفنها فى الحديقه التى أحبتها أكثر مما أحبته
    Tek istediği, sevdiği insanın ruhuna sahip bir bebek. Open Subtitles إنها فقط تريد دمية لها روح الرجل الذي أحبته
    Dünyada en çok sevdiği kişiyi kaybetmişti. Open Subtitles كانت حزينة فاقدة الشخص الذي أحبته أكثر من أحبته في هذا العالم
    sevdiği adamı hayata döndürebilmek için dünyanın diğer ucuna kadar gitmiş. Open Subtitles حتى أنها سارت إلى نهاية الأرض لمساعدة الرجل الذي أحبته
    Beni severdi ve ne yalan söyleyeyim, ben de onu severdim. Open Subtitles ..أحبني لكن لم أكون لطيفاً معه لكن أحبته أيضاً
    Annen çok severdi. Kopyayı satın aldım. Open Subtitles أحبته أمك كثيرا لذا إشتريت الشريط..
    Mussolini'ye herkes hayrandı iş dünyası onu sevdi yatırımlar patladı. Open Subtitles الأعمال أحبته وأطلق الاستثمارات. بالمناسبة عندما جاء هتلر
    Onu çok seviyordu, çok fazla. Open Subtitles أحبته أكثر مما تتصورين أتوق للوقوع في الحب
    Ama nişanlım çok sevmişti, 10 yapmaya ne dersin? Open Subtitles خطيبتي أحبته جداً، ماذا لو جعلناها عشرة
    Bunu söylemek beni ne kadar kahretse de babanı muhtemelen gerçekten seven sadece annendi. Open Subtitles بقدر ما يُؤلمني قول ذلك الأمر ، من المُحتمل أن يكون هو الرجل الوحيد الذي أحبته أمكِ حقاً
    Onu sevdiğini ve ararsa onu bağışlayacağını söylemiş. Open Subtitles إنها أحبته و وعدته بأن تسامحه لو إتصل بها
    Onun iyi kalpli biri olduğunu düşünüyor ve bu yüzden onu seviyor. Open Subtitles أجل, حسنًا, لقد ظنت أنها كان حنون و لأجل هذا لقد أحبته
    Evet, adamım. Onun da hoşuna gitti. Open Subtitles نعم يا رجل , لا يارجل بعد لقد أحبته ايضاً
    Eve getirdim Marta'ya bunun seramik olduğunu söyledim, bayıldı buna. Open Subtitles أتيت به للمنزل وقلت لمارتا أنه سيراميك, ولقد أحبته
    Tabi ki çok beğendi; çok güzeldi, harikaydı. Open Subtitles بالطبع أحبته.. فهي تظهر رائعة فيه..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more