Sende sevdiğim şey benden bir şey istememen. Sadece birlikte olmamız yetiyor. | Open Subtitles | إن الشئ الذي أحبه فيك و هو أنك لا تطلب أيّ شئ مني. |
Sende sevdiğim özelliğin ve yine seni benden uzaklaştıran şey bu. | Open Subtitles | الأمر الذي أحبه فيك هو الأمر الذي يجعلك تبقى بعيداً |
Sen de birazcık delisin ve senin bu yanını seviyorum | Open Subtitles | و انت مجنونة قليلا لكن هذا ما أحبه فيك |
Gördün mü, senin bu yanını seviyorum dostum. | Open Subtitles | أترى هذا ما أحبه فيك يارجل |
Büyük tek bir şeye takılmaktansa senin hakkında sevdiğim şeylere odaklanmaya karar verdim. | Open Subtitles | لذا بدلا من الهوس على هذا الشئ الكبير جدا سوف أركز فحسب على ما أحبه فيك |
Alice, sen komik bir bayansın, ve bu senin hakkında sevdiğim şeylerden biri, ve birtek seven ben değilim. | Open Subtitles | وهو شيء أحبه فيك ولست الوحيدة |
Her şey bir kenara, en çok hangi huyunu seviyorum, biliyor musun? | Open Subtitles | بريدجيت , أتعلمين ما أحبه فيك غير كل شيء |
Hayır değilsin, ve bu Sende sevdiğim şey. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت كذلك. وهذا ما أحبه فيك. |
Sende sevdiğim şey işte bu dostum. | Open Subtitles | هذا أكثر ما أحبه فيك |
İşte senin bu yanını seviyorum ben. | Open Subtitles | هذا الذي أحبه فيك |
İşte senin bu yanını seviyorum. | Open Subtitles | هذا ما أحبه فيك |
Bu huyunu seviyorum. - Sen de sanatçısın. | Open Subtitles | ذلك ما أحبه فيك حسناً أنت فنان |
Senin bu huyunu seviyorum Sully. | Open Subtitles | هذا ما أحبه فيك |