| Zamanınız olduğunda sizinle konuşmak isterim. | Open Subtitles | عندما يكون لديكَ وقت، أحبُ أن أتكلمَ معك |
| Kadeh kaldırmadan önce detayları öğrenmek isterim. | Open Subtitles | أنا فقط أحبُ أن أعرفَ التفاصيل , قبلَ أن أشربَ النخب. |
| Önce bununla başlamak isterim ki, her evlilik kurtarılabilir. | Open Subtitles | :أحبُ أن أستهل كلامي بالقول أن كل زواج يمكن إنقاذه |
| Bu size garip gelebilir ama bazen öyle yemeyi seviyorum. | Open Subtitles | ستعتقدون أن هذا الأمر مقرف لكن أحيانًا أحبُ أن أكلهُ |
| İnsanlara böyle yardım edenleri seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ أن أفكر بمساعدة الناس، لا أطردهم بعيداً. |
| Öyle mi? Çünkü onunla da konuşmak isterim. | Open Subtitles | أوه , حقا أحبُ أن أتكلم معه أيضاً |
| Benim de başarılı olduğumu düşünmek isterim. | Open Subtitles | أحبُ أن أفكر أنني عشتُ نفس التجربة |
| Güvenebileceğim bir yerde olmak isterim tabii. | Open Subtitles | أحبُ أن أبقى في مكانٍ أثقُ به |
| 77 sauvignon şarabı ile servis etmek isterim. | Open Subtitles | أحبُ أن يزدوج هذا بـ"سيفاجنون بلانس77" |
| Kızları görmeyi çok isterim. | Open Subtitles | أنا أحبُ أن أرى الفتيات. |
| Tabii, bunu çok isterim. | Open Subtitles | -أجل أحبُ أن يكون عندي. |
| Eugenia'yu görmek isterim. | Open Subtitles | أحبُ أن أرى (يوجينيا) |
| Ne istediğini bilen insanların yanında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ أن أكون محاطة بأشخاص يعرفون ماذا يريدون أشخاصُ مثلُكِ؟ |
| Onunla biftek yiyip bira içmeyi seviyorum şu zamana kadar her zaman yanımda olup bana hayranlık beslemesini seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ أن أتناول الستيك والبيرة معها، إلى سابقاً، حقيقة أنها دائماً هنالك من أجلي الطريقة التي إعتنت بي. |
| Yine de anne olmayı seviyorum. | Open Subtitles | ومع كُل هذا، ما زلتُ أحبُ أن أكون أُمَّاً |