"أحب مشاهدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • izlemeyi seviyorum
        
    • izlemeyi severim
        
    • izlemeye bayılıyorum
        
    • seyretmeyi seviyorum
        
    • seyretmeyi severim
        
    • seyretmeye bayılıyorum
        
    • izlemeyi çok
        
    Yemek saatinde parka gidip ressamların resim yapmalarını izlemeyi seviyorum. Open Subtitles أذهب إلى المتنزه في ساعة غدائي أحب مشاهدة الفنانين وهم يرسمون
    Yenilerin ter döktüğünü izlemeyi seviyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة الرجال الجدد يتعرقون
    Yani, ipad'imden eski filmleri izlemeyi severim. Open Subtitles اعني، أحب مشاهدة الأفلام القديمة على آيبادي
    Biliyorum büyük bir olay değil gerçekten, ama ben spor müsabakalarını canlı izlemeyi severim. Open Subtitles أعرف أن هذا ليس بالأمرالجللحقاً.. لكنني أحب مشاهدة المباريات مباشرةً بينما تحدث.
    Harika olan şeylerden biri de, insan izlemeye bayılıyorum. TED أحد الأشياء العظيمة هي أنني أحب مشاهدة الناس.
    Bobby ile Ellie'nin yapmacıktan buluşmalarını izlemeye bayılıyorum. Open Subtitles أوه، فقط أحب مشاهدة بوبي وإيلي وهما يتظاهران بالمواعدة
    Televizyon seyretmeyi seviyorum ama sesini duymasam da olur. Open Subtitles أحب مشاهدة التلفاز, ولكني لا أهتم بسماعه.
    Bitkilerin büyümesini seyretmeyi severim. Open Subtitles أحب مشاهدة النباتات الصغيرة وهي تنمو
    İç çamaşırlarını ağlarken duyduklarında ve anne olduklarını anladıklarında ki yüz ifadelerini seyretmeye bayılıyorum. Open Subtitles أنا أحب مشاهدة وجوههم عندما يسمعون بكاء الملابس الداخلية ويدركون أنهم اصبحوا ام
    - Tarihin vuku buluşunu izlemeyi seviyorum. Open Subtitles أنا طالبة تاريخ أحب مشاهدة التاريخ يصنع
    Çocukları oynarken izlemeyi seviyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة الأطفال الصغار يلعبون
    Seninle TV izlemeyi seviyorum, umarım ömrümüzün sonuna dek iyi dost kalırız ancak dışarıda kocaman bir dünya var ve sırf duyguların incindi ya da dışarıda bir virüs var diye dünya yokmuş gibi davranamazsın. Open Subtitles سأصارحكِ بأمر،ٍ شريطة أن لا تسيئي فهمي أحب مشاهدة التلفزيون معك و أتمنى أن نبقى أصدقاء مقربين إلى الأبد هناك عالمٌ بأكمله في الخارج، لا يمكننا التظاهر بأنه غير موجود لأن مشاعرنا جرحت، أو لأن فيه فيروساتٍ معدية
    Gün ışığını izlemeyi severim. Open Subtitles أحب مشاهدة نور الشمس
    İnsanları izlemeyi severim. Open Subtitles لا بأس، أحب مشاهدة الناس
    Film izlemeyi severim. Open Subtitles أحب مشاهدة الأفلام
    Dostum... Kuşları izlemeye bayılıyorum. Open Subtitles يا صاح, أنا أحب مشاهدة الطيور
    İki erkeği birlikteyken izlemeye bayılıyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة رجلين معآ
    Raj ve Sheldon'ın birlikte çalışmasını izlemeye bayılıyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة (راج) و (شيلدون) يحاولان العمل معاً
    Pencereden düşen damlaları seyretmeyi seviyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة الماء ينزل على النافذة
    Eski filmleri seyretmeyi seviyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة الأفلام القديمة جداً
    Televizyon seyretmeyi severim. Open Subtitles أحب مشاهدة التلفاز
    Adamımın kazanmasını seyretmeye bayılıyorum. Open Subtitles أحب مشاهدة رجل بلدي الفوز.
    Bunun ilk filmini haftaya gelecek olan bölüme ısınma amacıyla tekrar izlemeyi çok isterdim. TED الآن أحب مشاهدة الجزء الأول مرة اخري كإحماء قبل مشاهدة الجزء الثاني الذي سيعرض الأسبوع المقبل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more