"أحتمالية" - Translation from Arabic to Turkish

    • ihtimali
        
    • ihtimal
        
    • olasılığı
        
    • ihtimalini
        
    • olasılıktan
        
    Bu gece hava bulutlu yağmur yağma ihtimali var. Open Subtitles الليلة ستكون غائمة مع أحتمالية سقوط الأمطار
    Bu gece hava bulutlu yağmur yağma ihtimali var. Open Subtitles الليلة ستكون غائمة مع أحتمالية سقوط الأمطار
    Sadece bir ihtimal. Belki bir şey çıkar. Open Subtitles أحتمالية فقط شىء لكى أسير عليه
    Ama bütün bunların en tepesine olasılığı en yüksek ihtimal ile yerleştirdiği yani yaklaşık %100 ihtimal verdiği şiddetli bir grip salgınıydı. TED و لكنه وضع أحتمالية حدوث كارثة معينة فوق جميع الإحتمالات الأخرى بما يصل ب100% وهي إنتشار الأنفلونزا بشكل وبائي شديد الخطورة.
    Başkanım, ...Sato Hiroshi adındaki Lee Kang To'nun Maskeli olma olasılığı oldukça yüksek. Open Subtitles الرئيس أحتمالية لي كانغ تو الذي أصبح ساتو هيروشي مرتفعة جداً
    Teşekkür ederim efendim ama o gemilerin Japonya'da kalıp virüsün mutasyon geçirmiş olma ihtimalini araştırması gerek. Open Subtitles أقدر هذا سيدي لكن هذه السفن يتوجب أن تبقى اليابان للتحقيق في أحتمالية تحول الفيروس
    Aranızda bu olasılıktan şüphe duyan vardır elbet bunu anlayabiliyorum. Open Subtitles هُناك من يُشكك في أحتمالية حدوث ذلك... لكني أتَفهّم ذلك
    Bu gece hava bulutlu yağmur yağma ihtimali var. Open Subtitles الليلة ستكون غائمة الليلة ستكون غائمة مع أحتمالية لسقوط الامطار
    Böyle bir şey olma ihtimali olduğunu biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم بأنه هنالك أحتمالية بأن شي كهذا قد يحدث
    Suçun işlenmiş olması ihtimali daima var, ama küçük ekibimiz ve kısıtlı kaynaklarımızla elimizden ancak bu kadarı geldi. Open Subtitles حسناً .. هناك دائماً أحتمالية لجريمة قد وقعت
    Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var. Open Subtitles ...و في الحقيقة هناك أحتمالية بأنها لن تنضم الينا لأنها لم تكن بحال جيد عندما خرجنا
    O da dalgalanıyor. Onu makineden çıkarırsak ölme ihtimali nedir? Open Subtitles هل أحتمالية أنتزاعه قد يقتله ؟
    Cezanın ne olduğu konusunda farklı tanımlar var. fakat bir tanım, en meşhuru, -- Ceza aniden ortaya çıkan davranışları azaltan bir uyarıcıdır, öyleki, bu davranışın gelecekte olması ihtimali azalır. TED هناك كثير من التعريفات لماهية العقاب. لكن أحد التعريفات، الأكثر شيوعاً، هو -- العقاب هو حافز يقلل من السلوك الذي يسبقه مباشرة، يشكل يجعله أقل أحتمالية للوقوع في المستقبل.
    Yani... bir ihtimal olabilir, ...ama bisikletinden kendi düşmüş de olabilir. Open Subtitles أقصد ... هناك أحتمالية, لكنه ربما يكون سقط عن دراجته فقط .
    O da bir ihtimal. Open Subtitles هذة بالتأكيد أحتمالية
    Buralarda, böyle bir ihtimal var mı? Open Subtitles بالجوار , ما أحتمالية ذلك
    Bu sadece bir ihtimal. Open Subtitles قد تكون هذه أحتمالية
    Ya açık olma olasılığı nedir? Open Subtitles ماذا عن أحتمالية أنه ليس مغلق ؟
    Ancak, daha uzun ve dolambaçlı hattan gideceğim için, beyinde daha fazla hasar olasılığı var. Open Subtitles سأتخذالطريقةالأطولفيالعملية... -هناك أحتمالية في ان يكون هناك المزيد من الأضرار
    Askeri danışmanınızın da söylediği gibi, bu gemiler olmadan ne Japonya'daki ikinci salgın ihtimalini araştırabilecek ne korsanları ne de yüzünü gösterdiğinde Peng'i alt edebilecek kimse yok demektir. Open Subtitles كما قالت مستشارتك العسكرية من دون هذه السفن ليس لديك أحد للتحقيق معه في أحتمالية اندلاع فوضى ثانية في اليابان
    Seninle bir reklam ihtimalini konuşmuştuk ama. Open Subtitles أنا وأنت قد ناقشنا أحتمالية عرض إعلان،
    Tony, kıtadaki en zeki adamın sen olduğunu biliyoruz fakat yapacağımız şeyler olasılıktan fazlası olmalı. Open Subtitles , توني) , نحن نعلم بأنك أذكى شخص في القارة) لكن هناك أكثر لما نقوم به من أحتمالية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more