Ama sizi ucuz bir otele koymak, benim için yeterli olurdu. | Open Subtitles | ولكن وضعك في أحد الفنادق الرخيصة سيكون مُرضي جداً بالنسبة لي. |
Dinle, fare Mary, büyükanne iyileşince okyanus kıyısında bir otele gideceğiz. | Open Subtitles | إستمع لى أيها الفأر مارى عندما تصبح الجدة أفضل نحن سنذهب معها إلى أحد الفنادق على المحيط |
Hawthorn'u tamamlarken yatakta öylesine debelenmişim ki... annen bir otele taşınmakla tehdit etti. | Open Subtitles | حينما كنت في نهاية كتابي هوثرن كنت اتقلّب في فراشي كثيراً وبشكلٍ مريع لدرجة أنّ أمّك هددت بالذهاب إلى أحد الفنادق |
Bu yüzden evinizden kilometrelerce uzakta bir otel odası tuttunuz. | Open Subtitles | حتى تتمكن الكتاب إلى أحد الفنادق أربعة أميال من المنزل. |
Hayatta olduğunu bildiğimiz son gecesini Dunkirk tren istasyonunun yakınındaki ucuz bir otelde geçirdi. | TED | في الليلة الماضية التي علمنا فيها أنه حيّ، قضّاها في أحد الفنادق الرخيصة على مقربة من محطة القطار في دونكريك. |
Büyük otellerden birinde kalacaklar. | Open Subtitles | سوف يقيمون في أحد الفنادق الكبار. بريتي ورجينا ودانييلي. |
Gelecek sefer bir otele gidelim. | Open Subtitles | المرة القادمة ونحن ذاهبون إلى أحد الفنادق. |
Bir kitap bitiriyordu. bir otele kayıt yaptırdı, onu rahatsız etmiyordum. | Open Subtitles | كان على وشك الإنتهاء من كتاب قام بالحجز في أحد الفنادق حتى لا أزعجه |
Beni koruma için bir otele gönderiyorlar. | Open Subtitles | أنهم يأخذوني إلى أحد الفنادق لحمايتي. |
Çocukları Avi'yle bir otele gönderdim. | Open Subtitles | طلبت من (آفي) أخذ الطفلين إلى أحد الفنادق - حسناً |
Bir sokak kiziyla Malton'daki bir otele gidecegim. | Open Subtitles | (سأذهب إلى أحد الفنادق في (مالتون |
Darcy bir otel arıyor. | Open Subtitles | سيتفحص دارسي أحد الفنادق التي ربما يشتريها |
Ayrıca şunu söyleyeyim, belki şehir dışına çıktığın bir zaman, bir otel odasında yalnız başınayken, bir İtalyan beyefendisi kapında belirebilir. | Open Subtitles | في وقت ما ، عندما تكونين خارج المدينة وتكونين وحيدة في غرفة أحد الفنادق سوف يستيقظ الرجل الإيطالي |
Mahallede bir otel işte. Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi. | Open Subtitles | أحد الفنادق في المربع السكني و لكن كلما قل ما تعلمينه كلما كان أفضل |
- Bir yere gitmemiz gerek. Bir keresinde bir otelde kalmıştım. | Open Subtitles | يجب علينا الذهاب لمكان ما لقد مكثت مرة فى أحد الفنادق هنا |
Belki de Bon Secour'daki güzel plaja yakın otellerden birinde sağ kalabiliriz! | Open Subtitles | من الممكن أن ننجو في أحد الفنادق المطلة على البحر فقط لبعض الأيام |