Bu bir gönüllü, ve bu da çalıştığı köyde yaptığı bir alet. | TED | هذا أحد المتطوعين, وهذا جهاز قام بصنعه في القرية التي عمل فيها. |
bir gönüllü de onu Ladakh'taki genç kesişleri eğitmekte kullandı. | TED | و قام أحد المتطوعين باستخدام الكتاب الأولي لتثقيف الرهبان الشباب و أخذه إلى الدير في لاداخ. |
Şimdi, iyi niyetinize sığınıp sizlerden ...bana yardım etmesi için bir gönüllü isteyeceğim. | Open Subtitles | و إعتماداً على صدق نواياكم سأطلب خدمات أحد المتطوعين |
herkese yetecek kadar yok elbette, fakat seyircilerin arasından, tadına bakması için bir gönüllü arıyorum. | Open Subtitles | وليس هناك ما يكفي لإطعام الجميع , ولكن أود أن استدعاء أحد المتطوعين خارج من بين الحضور لمحاولة قليلا. |
Bu deneyimden sonra, bir gönüllü işe gidiş geliş yolunu değiştirdi böylece bu muhitten kaçınmak yerine onun içinden yürüyor ve yoldaki tanıdık simalara gülümsüyor veya onlarla göz teması kuruyor. | TED | بعد هذه التجربة، أحد المتطوعين غير طريقه إلى العمل حيث أنه بدلا من تجنب الحي فإنه يسير خلاله مبتسما أو صانعا تواصل بالأعين مع الوجوه المألوفة |