"أحد الوالدين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ebeveyn
        
    • ebeveynin
        
    • Ebeveynlerinden biri
        
    • ebeveynlerden biri
        
    • bir ebeveyni
        
    Bir Ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. Open Subtitles بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء.
    Ve genellikle bana yakınlarda yaşadıkları bir kayıptan bahsederler.. ölen bir Ebeveyn, ve çok erken ayrılan bir arkadaş, doktordan kötü haber. TED وغالبا ما يحكون لي قصصا عن خسائرهم الأخيرة كوفاة أحد الوالدين أو صديق غادر بسرعة أو خبر سيء عند الطبيب
    Ben de bir Ebeveyn olduğum için anlayabilirim. Open Subtitles بكوني أحد الوالدين فأنا أستطيع أن أقرأ الإشارات اتعلمين ذلك؟
    Tek ebeveynin. Teknedeki ölü adam babasıymış. Open Subtitles حسناً أحد الوالدين الرجل الميت من القارب هو والده
    Bir hayvanın ölümü, ebeveynin ölümünü kabullenmeyi kolaylaştırır. Open Subtitles موت الحيوان الأليف يجعل الأمر أسهل في تقبل موت أحد الوالدين
    Çocukluklarında şiddete maruz kalmışlar ya da Ebeveynlerinden biri eksik. Open Subtitles طفولتهم كانت تتّسِم بالعُنف, أو فُقدان أحد الوالدين.
    Çünkü okyanusun ortasında bir aile kayıkta mahsur kalsa ebeveynlerden biri kürek çekmek zorundadır. Open Subtitles لأنه لو كنا عائلة عالقة في قارب النجاة في وسط المحيط أحد الوالدين لربما يريد الاستمرار في التجديف
    Nüfus sayım verilerine göre, ülkedeki çocukların çeyreğinin en az bir ebeveyni başka bir ülkede doğmuş. TED ووفقًا لبيانات التعداد السكاني، لدى ربع أطفال البلاد على الأقل أحد الوالدين ممن ولد في الخارج.
    Bu iyi bir Ebeveyn olmaktan daha iyi. Open Subtitles أوه، هذا هو أفضل من أن يكون أحد الوالدين جيدة.
    Şimdi nasıl olur da çocuğuna tapan birine yakınlık göstermeyip duyarlı bir Ebeveyn olmayacaksın ki? Open Subtitles الآن كيف يمكنك أن أحد الوالدين المعقولين وعدم الشعور بحرارة نحو شخص يعشق طفلك؟
    Sadece bekarım diye mi benden Ebeveyn olmaz mı? Open Subtitles فقط لأنني واحد، أنا لست أحد الوالدين مناسبا؟
    - Ebeveyn olmak nasıl bir şey bilmiyorsun. Open Subtitles لديك أي فكرة ما هو عليه ليكون أحد الوالدين.
    - Ebeveyn izni yoksa çocuğu sorgulayamazsın. Open Subtitles إذا كان دليل مقبول. لا تستطيع سؤال قاصرة دون موافقة أحد الوالدين.
    Garcia, şüphelinin bir ortağı olabilir ve bu ortak Ebeveyn ya da koruyucu olabilir. Open Subtitles غارسيا، نعتقد أن الجاني قد يكون يعمل مع شريك أحد الوالدين أو وصي
    Ebeveyn olana kadar asla anlayamayacağın bazı şeyler var. Open Subtitles هناك بعض الأشياء التي لن تفهميها أبدا الا ان تصبحين أحد الوالدين
    Her gözetimli sorguda ebeveynin gelmesini beklemen gerekir. Open Subtitles فى الواقع،أي استجواب حاضن يتطلب منك أن تنتظر أحد الوالدين ليكون معك.
    Bir ebeveynin aklını kaybetmesini öylece uyduramazsın. Open Subtitles كنت لا سحب قصة عن أحد الوالدين تفقد ذاكرتها من العدم.
    A tabii, tabii, bedenimi takdir ettiğim anlar oldu, taciz eden bir ebeveynin bazen hissedeceği iyilik anları gibi. TED أوه بالتأكيد، بالتأكيد، كان لي لحظات من التقدير من جسدي، على طريقة التعسفية أحد الوالدين أحيانا يمكن أن يكون لديه لحظة عطف
    Ebeveynlerinden biri Wesen olsa çocuğa bunca şeyi yaşatmazlardı. Open Subtitles حتى لو كان أحد الوالدين كذلك، فسيدركان الأمر حتماً. ولن يُعرِّضا الطفل لكل هذه الأهوال.
    Ebeveynlerinden biri Wesen olsa çocuğa bunca şeyi yaşatmazlardı. Open Subtitles حتى لو كان أحد الوالدين كذلك، فسيدركان الأمر حتماً. ولن يُعرِّضا الطفل لكل هذه الأهوال.
    ebeveynlerden biri bazen ortada olmayabilir. Open Subtitles في بعض الأحيان يضطر أحد الوالدين لأن يكون غائبا، لسبب معين
    bir ebeveyni idam cezasına maruz bırakmak... ortaklıkta böyle bir soğuma etkisine neden olabilir. Open Subtitles تعريض أحد الوالدين لعقوبة الإعدام يمكن أن يكون له أثر سلبي على الشراكة ، أجل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more