| Valiz falan göremiyorum. Sanırım bu geri taşındığın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لا ترى أيّ حقائب.أحزر ذلك يعني بأنّك لا ترجع. |
| Sanırım kendimi hep bir uzaylı gibi hissetmemden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | أحزر ذلك لأنني دائما أحسّ مثل هذا الأجنبي بنفسي - |
| Sanırım seni hemen öldürmem gerek. | Open Subtitles | لذا أحزر ذلك يجعل القتل عندك حراً |
| Sanatçı olduğunu tahmin etmiştim. | Open Subtitles | أستطيع أن أحزر ذلك عندما يكون أمامي فنان. |
| Elinizdeki boyadan bunu tahmin ettiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | بأمكاني أن أحزر ذلك من الطلاء الموجود على يديك |
| Sanırım muhtemel sonuç bu. | Open Subtitles | حسنا، أحزر ذلك سبب محتمل. |
| Sanırım bu bir evetti. | Open Subtitles | أحزر ذلك نعم |
| Sanırım öylesin. | Open Subtitles | أحزر ذلك. |
| Bunu tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أحزر ذلك |
| Sen Otis'sin. Bunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | - أنت أوتيس، ويمكنني أن أحزر ذلك |
| tahmin etmeye çalışayım mı? | Open Subtitles | هل أحزر ذلك ؟ |