"أحسستُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissettim
        
    • hissetmemiştim
        
    • sezmiştim
        
    • hissettiğim
        
    • hissetmiştim
        
    • hissedebiliyordum
        
    Frasier'a hediye alıp sana almayınca kendimi kötü hissettim. Open Subtitles أحسستُ نوعَ سيئِ حول إعْطاء فرايزر الشيء ولا شيء لَك،
    Sanırım kendimi biraz şanslı hissettim, biraz şarşırmıştım... senin gibi bir kadın benim gibi bir erkekle. Open Subtitles أحسستُ كأني محظوظ مندهش إلى حد ما ، أن إمرأة مثلك تُريدُ أن تَكُونَ مَع رجل مثلي
    Beni dolaba yapıştırmıştı ben de şeyini hissettim dedim. Open Subtitles بدَفْعني للأعلى ضدّ الخزانةِ وأنا قُلتُ بأنّني أحسستُ شيءاً.
    Hayatım boyunca bir yerde bu kadar çok sevgi hissetmemiştim. Open Subtitles أنا أبداً مَا أحسستُ بالحبّ الكثير في كامل حياتِي.
    Her zaman hissettim ki, görevin sorumluluğunu yüklenmiştin ve bu gerçekte nasıl bir insan olduğunun göstergesi değildi. Open Subtitles حسناً، أحسستُ دائماً.. بأنّك أُرهقت بسبب العمل.. لكن, ما يهمّ حقاً, هو أنك كنت بشراً..
    Ama neden iptal ettiğini öğrenince kendimi çok kötü hissettim. Open Subtitles وبعدها أحسستُ بالغباء عندما عرفتُ سبب إلغاء الجلسة
    Arabadan adımımı attığım anda hayatımda ilk defa, özgürlüğü hissettim. Open Subtitles خرجتُ من العربة، للمرّة الأولى في حياتي، أحسستُ بالحرّية
    Böyle civelek bir şey. Kulağıma fısıldadı ve... bir şeyler hissettim. Open Subtitles كان يتسلّى و يهمس في أذني، و قد أحسستُ بشيء.
    Bu sabah da güneşi bacaklarımda hissettim. Open Subtitles و بهذا الصباح أحسستُ بحرارة الشمس على ساقيّ.
    Uzun zamandan sonra kendimi epey mutlu hissettim. Open Subtitles أحسستُ بسعادة لم أشعر بها منذُ وقتٍ طويل.
    Şu ana kadarki çelişkili ifadelere dayanarak, kurbanın boynundaki kırmızı lekelerin bir kadın tarafından yapılmış tırnak izleri ile tutarlı olduğu sonucuna varan uzmanımıza danışmaya zorunlu hissettim. Open Subtitles نظرا للشهادة المتضاربة التي قُدمت حتى الآن أحسستُ أني مظطرة لتعيين خبيرنا الخاص الذي وصل إلى نفس النتيجة
    Aptal gibi hissettim kendimi. Yüz kere aradım neredeyse seni. Open Subtitles ‫أحسستُ بالإحراج فقد اتصلت بكِ ‫حوالي مئة مرة
    Ama hayatım boyunca tek isteğim Ay'a gitmekti, bu fırsatı kaçırınca da başarısız biri gibi hissettim. Open Subtitles ولكن كل ما أردته في الحياة كان الذهاب إلى القمر، وعندما أضعتُ الفرصة، أحسستُ بالفشل
    Bu da ironik, çünkü hayatımın büyük kısmında benden kaçtığını hissettim. Open Subtitles الذي ساخرُ، لأن أغلب حياتِي أحسستُ هو كَانَ يَتفاداني.
    Bu sefer bir şeyler hissettim sanki. Open Subtitles بالحقيقة ، أعتقد بأنني أحسستُ بشيء ما هذه المرة
    Aniden, oraya ait olmadığımı hissettim. TED بشكل سريع، أحسستُ أنني لا أنتمي لهنا.
    Hey! Alex! Daha önce bir kadın için hiç böyle hissetmemiştim. Open Subtitles أنا فقط مَا أحسستُ هذا الطريقِ حول امرأة قبل ذلك.
    Bir şey sezmiştim o yüzden Lord Ragnar'la konuştum. Open Subtitles ..فقد أحسستُ بشيءٍ ..(لذا تحدثت إلى الأمير (رآجنار
    Patlamayı hissettiğim zaman ofisimdeydim. Open Subtitles أنا كُنْتُ في مكتبِي، عندما أحسستُ الإنفجارَ.
    Ama beş yıldır ilk kez bir şey hissetmiştim. Open Subtitles لَكنِّي أُقسمُ، هو كَانَ المرة الأولى أحسستُ أيّ شئَ في خمس سَنَواتِ.
    Sorgulanırken beni izlediğini hissedebiliyordum. Open Subtitles أحسستُ بمراقبتكَ إيّاي أثناء استجوابي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more