"أحسن ما" - Translation from Arabic to Turkish

• en iyi
• iyisini

Ve bir sloganımız var: Bir çocuğun bir oyuncakla yapabileceği en iyi şey onu kırmaktır.
ولدينا شعار أن أحسن ما يمكن أن يفعله الطفل باللعبة هو تكسيرها.

O, senin karşılaştığın en iyi şey.
اليزابيث تايسون أحسن ما حدث لك على الإطلاق

Bence umut edebileceğimiz en iyi ceza ömür boyu.
أظن أن أحسن ما يمكن أن نأمله هو السجن مدى الحياة.

Bu demek oluyor ki eğer öğretmenseniz okula gidin ve öğrencilerinize en iyisini gösterin.
يعني هذا إذا كنتَ معلمّا، اذهب لمدرستك وأعطِ أحسن ما عندك.

2050 yılında çocukları olduğu zaman, büyük babaya geri dönüp baktıklarında "Hey, güzel şeyler yapmayı denedin. Takımınla birlikte yapabileceğinin en iyisini yaptın."
عندما يكون لديهم أطفال عام 2050 سينظروا على جدهم ويقولوا هاى، لقد فعلت جيداً. فعلت أحسن ما أستطعت مع الفريق المصاحب لك

en iyi kısmı ise, "neredeyse" ölüyormuş gibi görünüyordun!
و أحسن ما في الأمر أنه لا يبدو عليك الإقتراب من الموت

Yeni görevlere atanacaksınız ve o davaları da elinizden gelen en iyi şekilde çözeceksiniz.
ستتكفل بمهمتك الجديده وتنهيها على أحسن ما يكون هل أنا واضح؟ -نعم

Hayatındaki en iyi danışmanın karındır.
فتاتك هي أحسن ما يمكن تحصل عليه

en iyi yapılacak hareket ona söylememek olacaktır.
أعتقد أن هذا أحسن ما يمكن فعله

Yaptığım en iyi tatlı olduğunu söyledi.
قال أن ذلك أحسن ما صنعت

Her zaman senin en iyi tarafını göreceğim.
سأرى دائماً أحسن ما فيكٍ

- Petrol akışını tamamen kesmek saatler sürer, ama yapabileceğim en iyi şey boru hattına hata testi yaptırtmak. Bu yaklaşık 12 dakika boyunca petrol akışını keser, ayrıca boruyu boşaltır ama zaman dolduğunda petrol akışı yeniden başlar. - Boruda kalan petrolde boğulur.
لإيقاف تدفق النفط تماما للأبد،ربما يستغرق ساعات لكن أحسن ما أقوم به هو جعل الأنابيب تقوم بفحص تشخيصي هذا سيوقف تدفق النفط لحوالي 12 دقيقة،وهكذا ستجف الأنابيب ولكن عندما ينفذ الوقت،تدفق النفط سيعاد من جديد وأي أحد بقي في الأنابيب يغرق في النفط

# en iyi dansımı yapacağım #
* أحسن ما عندي *

Bu senin en iyi numaran mı, Rob?
هل هذا أحسن ما لديك...

Şu ana kadar yediğim en iyi tavuk yemeği.
أحسن ما أكلت

en iyi atışın bu mu Rob?
هل هذا أحسن ما لديك... يا (روب)؟

Muhammed'in tavsiyesi şudur: Kızınıza, elinizden gelenin en iyisini vermelisiniz.
الرسول علمنا أن نعطى أحسن ما نملك لبناتنا

Benim ikna olma nedenim de şu; ihtiyacımız olan güvenin inşasına iştirak etmek için, toplumumuzun en iyisini almak için gerçek ve adil rekabet hayati öneme haizdir, ve bu kurallarımızı uygulayarak başlar, aslında sadece pazarı herkes için çalışır hale getirerek başlar.
لهذا أنا متيقنة أن وجود منافسة حقيقية و عادلة ممكن أن تلعب دوراً حيوياً لبناء الثقة التي نحتاجها لكي تعطي مجتمعاتنا أحسن ما لديها و هذا يبدأ بتطبيق القواعد فقط لجعل السوق يعمل لصالح الكل

Ama yapabileceğinizin en iyisini yaptığınızda, skoru da beğeneceğinize eminim.''
ولكنّي أظن بأنك لو فعلت أحسن ما باستطاعتك، لوجدت النتيجة كما تحبها."