Günler sonra, kaybolan at yedi yabani at ile birlikte geri döner. | TED | وبعد عدة أيام عاد الحصان ومعه سبعة أحصنة برية. |
Yanlarında üç at olan, biri kız dört kişilik bir grup gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيتم أربعة أشخاص وثلاثة أحصنة وفتاة ؟ |
Yeni bir at istediğimiz zaman sihirli kelimeleri söylüyoruz: | Open Subtitles | كان علينا التحجج بأوامر صاحب الجلالة .. حتى نسلب أية أحصنة نشيطة كنا نريدها |
Metaller, atlar ve tekerlek olmadan bu olağanüstü insanlar, antik Mısır ile yarışacak düzeyde yollar, piramitler, tapınaklar inşa ettiler. | Open Subtitles | دون معادن، دون أحصنة دون عجلات أولئك الناس المذهلون أقاموا الطرق والأهرامات ومعابد جديرة بمصر القديمة |
Tohum, aletler, arabalar, katırlar, atlar, yem. | Open Subtitles | ، بذور ، أدوات ، عربات بغال ، أحصنة ، طعام |
İhtiyaçları yok ki; ev dertleri yok, araba yok, at yok, neredeyse hiç hizmetçileri yok, evlerinde kalan yok... | Open Subtitles | لا عمالة منزل لا عربات ولا أحصنة القليل من الخدم ولا صحبة لديهم |
Buradan kaçıp, birer at alıp, ormana doğru koşuşturup güneş doğana kadar çimlerin üzerinde sevişmeliyiz. | Open Subtitles | الخروج من هنا وأخذ بضعة أحصنة نركب بدون السرج عبر الغابات طوال الليل ونمارس الحب على مرج في شروق الشمس |
Bazen keşke burası at hastanesi gibi olsa diyorum. | Open Subtitles | احيانا أتنمى لو كان هذا المكان شبيه بمستشفى أحصنة |
Bilmiyor musun? Köpek maması yapan bir at çiftliğine sahip. | Open Subtitles | إنها تمتلك مزرعة أحصنة و التي تنتج طعام الكلاب |
Devrim zamanında at katliamı olmuştu ya bir de korsan gemisi gibi bir şey var. | Open Subtitles | كان هناك مذبحة أحصنة في عهد الثورة .. وبعد ذلك هناك مثل سفينة قراصنة |
- Dört adam, beş at, biri boz renkli. | Open Subtitles | أربع رجال وخمس أحصنة . أحدهم رمادي اللون |
Bütün gün at gübresi temizledi, bu onu at doktoru yapmaz. Eminim Rangling'in kendi veterineri vardır. | Open Subtitles | لقد كان يجرف روث الأحصنة طوال اليوم هذا لا يجعله طبيب أحصنة |
Arka tarafın çok kullanılmış tembel atlar üzerinde? | Open Subtitles | مُساعداتك التى كانت نبيذ جيد و أحصنة كسولة , أليس كذلك ؟ |
Yemek, barınak, insanlar var. Hatta atlar bile vardır. | Open Subtitles | طعام، مأوى، بشر و أحصنة آخرى أيضاً، أعتقد ذلك |
Özgür şehirlerde binlerce gemi var denizi boydan boya geçen tahta atlar... | Open Subtitles | تملك المدن الحرة آلاف السفن، أحصنة خشبيه تعبر البحر |
atlar bizi taşımaz. Bunlar çiftlik hayvanları. | Open Subtitles | هذه الأحصنة لن تحمِلنا ، أنها أحصنة مزارع. |
Üç atı da vermezsen olmaz. | Open Subtitles | ولكنّني أريد الـ 3 أحصنة جميعاً وإلا افسخ البيعة كلّها |
Otoritene mi karşı geliyorum? Polisin atlarını mı çalıyorum? - Bu-- | Open Subtitles | هل أثمل، واعصي السُلطة، وأسرق أحصنة الشرطة عارياً؟ |
Bulduklarında, helikopterle vahşi Atları arıyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يبحثون بمروحيتهم عن أحصنة برية عندما وجدوها |
Östrojen? Heather, bunun için masum atlara eziyet ediyorlar. -Onların çişinden yapılıyor. | Open Subtitles | أستروجين , هيذر إنهم يعذبون أحصنة بريئة إنها مصنوعة من بولهم |
Bir ticaret merkezine denk gelip atlarla post takas etmezsek öyle. O kadar uzakta ticaret merkezi yok. | Open Subtitles | ـ إلا إذا واجهنا سارقي أحصنة غير شرعين ـ ليس هناك سارقي أحصنة في ذلك المكان |
Polislere sokaklarda ihtiyacımız var, Atların sırtında değil. | Open Subtitles | نريد رجال شرطة في الشارع لاتريدهم على متن أحصنة |
Korkarım ki yanlış yere geldin çünkü burada binebileceğin hiçbir atımız yok. | Open Subtitles | حسنا ، أخشى أنكِ في المكان الخاطئ لأنه ليس لدينا هنا أية أحصنة يمكنك ركوبها |
Geçen senekine, dört beygir gücü daha eklediğinizi görüyorum. | Open Subtitles | أوه، أرى أنكم أضفتم أربعة أحصنة في هذا الموديل. |
Buzul Çağı atlarının en az üç türü, belki de daha fazlası Kuzey Amerika'da vardı. | Open Subtitles | هناك على الأقل ثلاثة فصائل من أحصنة العصر الجليدي في أمريكا الشمالية، |
Atınız Tee dikkatinizi çekmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الحصان تيي يتملقك أنا هامس أحصنة |
Biner misin bilmiyorum ama atlarımız var. | Open Subtitles | ،لا أعرف إن كنت تمتطي الجياد .لكن لدينا أحصنة |