Kardeşinle tanışma fırsatı bulamamam çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف للغاية أنني لم أحظَ بشرف لقاء أخيك. |
Kardeşinle tanışma fırsatı bulamamam çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف للغاية أنني لم أحظَ بشرف لقاء أخيك. |
Ben senin gibi onu tanıma fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | لم أحظَ بفرصة التعرّف عليه مثلك. |
Okuma şerefine erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بشرف قراءته. |
- Bu zevke erişemedim. | Open Subtitles | -لمْ أحظَ بهذا الشرف |
- O zevke hiç erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بالشرف |
Bundan böyle, hiç sahip olmadığım lezbiyen kardeşimsin. Ateşkes mi? | Open Subtitles | من الآن فصاعداً ستكوني أختي التي لم أحظَ بها،اتفقنا؟ |
Ve sizin, benim hiç sahip olmadığım kocaman bir aileniz var. | Open Subtitles | و قد كنتم عائلتي الكبيرة التي لم أحظَ بها |
O gitti. Ve daha veda etme fırsatı bile bulamadım. | Open Subtitles | لقد رحل، و لمْ أحظَ بفرصة حتّى لأودّعه |
Kaza geçirdiğinden beri seni ziyaret etme fırsatı bulamadım. Ama Ajan Broyles bana sürekli bilgi veriyordu. | Open Subtitles | لم أحظَ بفرصة زيارتك منذ الحادث، لكن العميل (برويلز) يبقيني على علم. |
- O zevke hiç erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بالشرف |
Hiç sahip olmadığım kardeşlerim gibi. | Open Subtitles | كانا بمثابة الأخوين الذين لمْ أحظَ بهما |
Dean, bıraktığım bir yıl boyunca hiç sahip olmadığım bir şey yakaladım. | Open Subtitles | (دين)، العام الذي أخذته أجازة، كان لدي شيءٌ لم أحظَ به قط |