"أخبرتني أنكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu söyledi
        
    • söylemiştin
        
    • söyledin
        
    Riku, Bones'a karakterlerden birini sordu ve biz yalnızken, Bones senin ona yardımcı olduğunu söyledi. Open Subtitles وعندما أصبحنا وحدنا، أخبرتني أنكِ ساعدتها
    Girişteki hizmetçiden bir kahve rica ettim, ama senin bu içeceğe karşı hassas olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد طلبت بعض القهوة من إمرأة المهام في بهو الدخول، ولكنها أخبرتني أنكِ تفضلين هذا المشروب بعينه.
    Iris başının belada olduğunu söyledi. Open Subtitles (آيرس) أخبرتني أنكِ في مشكلة مالذي تعنيه؟
    Arkadaşlarımızın, evliliğimizle ilgili sorunlarımızı bilmelerini istemediğini söylemiştin. Open Subtitles أخبرتني أنكِ لا تريدين أن .. يعرف أصدقائنا .. أننا نواجه مشاكل زوجية
    Seni sürtük, bana Oxy sattığını söylemiştin ama o haplar antibiyotikti. Open Subtitles أنتِ ساقطة ,أخبرتني أنكِ تبيعين مخدر لكن تلك الحبوب كانت مضادات حيوية
    Ailene sıkı sıkı bağlı olduğunu ve seninle bağ kurmakta eğer başarısız olursam ortalıktan kaybolacağını söyledin. Open Subtitles أخبرتني أنكِ مخلصة بشراسة تجاه عائلتك وإذا أخفقتُ بتفهمك ستختفين عن ناظري
    Molly senin dul olduğunu söyledi. Open Subtitles إذاً, مولي أخبرتني أنكِ أرملة
    Ginger, hastalığa sinir olduğunu söyledi. Open Subtitles (جينجر) أخبرتني أنكِ عانيتِ من إنهيار عصبي
    Bana senin hayatta olduğunu söyledi. Open Subtitles أخبرتني أنكِ على قيد الحياة.
    Bayan Crawley onu ziyaret ettiğini ve çok arkadaş canlısı olduğunu söyledi. Open Subtitles السيدة (كرولي) أخبرتني أنكِ زرتها عندما وصلت إلى هنا وقد كنت ودودة جداً
    Beatriz bana kendi çocuklarının olduğunu söyledi. Open Subtitles "بياتريز" أخبرتني أنكِ أنجبتِ أطفالاً.
    Sally burada olduğunu söyledi. Open Subtitles ـ (سالي) أخبرتني أنكِ هنا. ـ لا يمكنني تصديق ذلك.
    Genie bu işin peşinde olduğunu söyledi. Open Subtitles حسناً, (جيني) أخبرتني أنكِ مشاركة به.
    Seni ilk tanıdığımda, bir yolculukta olduğunu söylemiştin. - Evet. Open Subtitles عندما التقيتكِ أول مرة أخبرتني أنكِ في رحلة
    Sürekli benim tümörüm üzerinde çalışacağını söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتني أنكِ ستركزين على ورمي طوال الوقت
    Bana, eğer ölürsen, eskiden kenarında oyun oynadığımız nehrin oraya gömülmek istediğini söylemiştin. Open Subtitles أخبرتني أنكِ لو متِ ... فانكِتريدينأنتدفنيقريبا من النهر حيث كنا نلعب
    Bu kadar basit. Bana beni sevdiğini söyledin. Open Subtitles ،بل بهذه البساطة لقد أخبرتني أنكِ تحبينني
    Bana yalan söyledin, aday olmayacağım dedin. Open Subtitles وكذبتِ عليّ, أخبرتني أنكِ لن تترشحي للرئاسة
    Bana Bill ile evleneceğini söyledin ve buna saygı duymam gerekiyordu. Open Subtitles أخبرتني أنكِ و (بيل) ستتزوجا و أنه يجب أن أحترم هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more