"أخبرتني بأنك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu söyledi
        
    • olduğunu söylemiştin
        
    • olduğunu söylemişti
        
    Onlara karşı cesurca direnip mücadele eden tek kişinin sen olduğunu söyledi Debbie. Open Subtitles وديبي هنا أخبرتني بأنك كنت الوحيد الذي يملك الجرأة على والقوف ضده والتصدي.
    Serena, dün Eric'e baya bir yardımcı olduğunu söyledi. Open Subtitles سيرينا أخبرتني بأنك ساعدت أيريك ليله أمس.
    Adams bana, Daniel Grayson cinayetinde değerli biri olduğunu söyledi. Open Subtitles آدم أخبرتني بأنك كنت حقاً مفيد في أمر رمي دانييل جريسون
    Yazma konusunda ciddi olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك جاد في الكتابة لا أعلم، حاولت الكتابة
    Bana belgesel yapımcısı olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك كنت مخرج أفلام وثائقية.
    Ellie de, senin bir sorun olduğunda hemen halleden iyi bir kız olduğunu söylemişti. Open Subtitles ولأن إيلي أخبرتني بأنك أطيب فتاة تستطيع أن تمسك هذه المهمة.
    - Zihinsel sorunların olduğunu söyledi. Open Subtitles أخبرتني بأنك تعاني من إضطرابات عقلية إنها كذبة
    Judi Jimmy'i öldürdüğünden kahraman olduğunu söyledi. Open Subtitles جودي " أخبرتني بأنك بطل " ." لأنك فتلت " جيمي
    Fi, bana petrol işinde olduğunu söyledi.. Open Subtitles إذا، (في) أخبرتني بأنك تعمل في التنقيب عن النفط
    Tako bana alkolik olduğunu söyledi. Open Subtitles تاكو أخبرتني بأنك مدمن كحول
    Fakat Cat, işinde en iyisi olduğunu söyledi. Open Subtitles لكن (كات) أخبرتني بأنك الأفضل فيما تفعله
    Rebacca masumiyetime inanan tek kişinin sen olduğunu söyledi. Open Subtitles ريبيكا) أخبرتني بأنك الوحيد) الذي كنت تعرف أنني بريئة
    Fiona, senin toprak bilimcisi olduğunu söyledi. Open Subtitles فيونا) أخبرتني بأنك عالم تربة)
    Bana bir pitbull olduğunu söylemiştin, ama kısırlaştırıldığından bahsetmeyi unutmuşsun. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك صعب المراس ولكن أهملت أن تذكر بأنك بلا فائده
    Hastalık hastası beynin etkisinde olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك ي طور الدماغ المصاب بالوساوس
    En son seferinde, böbrek yetmezliğinden ölmek üzere olduğunu söylemiştin, ben de hayatını kurtarmak için, böbreklerimden birini bağışlamıştım. Open Subtitles حسناً, لقد حدث أن أخبرتني بأنك على وشك الموت من الفشل الكلوي فتبرعت لك بإحدى كليتيّ لأنقذ حياتك، ثم قلت لي بأنها كذبة أبريل
    Herşeyin kontrol altında olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك مسيطرٌ على الأمور
    Elinde Danbury hakkında başka pislikler olduğunu söylemiştin. Open Subtitles (أخبرتني بأنك تملك مزيد من المعلومات عن (دانبري
    Tonay bana senin özellikle bu gibi durumlarda güçlü, soğukkanlı bir tip olduğunu söylemişti, ama bence bu iyi! Open Subtitles (تونيا) أخبرتني بأنك من النوع القوي والصبور خصوصاً في وضع كهذا. لكني أعتقد بان ذلك جيد!
    Epey büyüleyici olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنك ساحر
    Sydney de burada olduğunu söylemişti. Open Subtitles (سيدني) أخبرتني بأنك كنتِ هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more