Aslında, otopsi masasında bana çoktan anlattı. | Open Subtitles | حَسناً، أخبرتْني مِنْ منضدةِ تشريحَ الجثة. |
Yeri gelmişken Meg Ryan'a hoş bir olay anlattı. | Open Subtitles | ميج رايان أخبرتْني حول النكتة العمليةِ |
Roz bana dâhilerle olan öğlen yemeğinizi anlattı. | Open Subtitles | روز أخبرتْني حول غدائِكَ مَع العباقرة. |
Kızı bana onun evrensel verici olduğunu söylemişti, kimlik tespit formlarını doldururken. | Open Subtitles | بنتها أخبرتْني هي كَانتْ متبرع عالمي عندما نحن كُنّا نَمْلأُ أشكالَ التعريفَ. |
Karım ona dokunan tek erkek olduğumu söylemişti. | Open Subtitles | امرآتي العجوز أخبرتْني أنني كُنْتُ الرجلَ الوحيدَ الذي مَسَّها أبداً. |
Ayrıca dedi ki Claire Wallace kocası tarafından öldürülüp... | Open Subtitles | أخبرتْني أيضاً بأنّ كلير والاس قُتِلتْ مِن قِبل زوجِها |
Programdan sonra Roz'la karşılaştım. Bana çok tatlı bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | وبعد ذلك وَقعتُ في روز بعد المعرضِ، وهي أخبرتْني القصّةَ الصَغيرةَ اللطيفةَ... |
Lee Blanchard adında bir polis memurunun eve uğradığını ve... senle Elizabeth Short hakkında sorular sorduğunu anlattı. | Open Subtitles | أخبرتْني الذي a شرطي مسمّى لي Blanchard حَصلَ عليه البيت سُؤال أسئلة حول أنت وإليزابيث قصير : |
- Biliyorum, Olivia her şeyi anlattı. | Open Subtitles | أعْرفُ، أوليفيا أخبرتْني كُلّ شيءَ. |
Onunla konuştum, bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | تَكلّمتُ معها، أخبرتْني كُلّ شيءَ. |
Bütün tezgâhın içinde olduğunu anlattı bana. | Open Subtitles | أخبرتْني هيكَانتْفي شيءبأكمله. |
Bana sizin hakkınızda çok şey anlattı. | Open Subtitles | في الحقيقة، أخبرتْني الكثير عنك رجالِ. |
Roz bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | روز أخبرتْني كُلّ عنها. |
Anna sizin hakkınızda bana çok şey anlattı. | Open Subtitles | آنا أخبرتْني الكثير عنك. |
- Hmm ? Grace sizin gençliğinizde ata bindiğinizi söylemişti. | Open Subtitles | غرايس أخبرتْني أنك كنت تركبين عندما كانت صغيرة |
Anneniz bunu siz çocukken söylemişti. | Open Subtitles | أمّكَ أخبرتْني تلك عندما أنت كُنْتَ أطفالَ، |
Dört yaşımdayken, bana o öldüğü zaman bunlara sahip olabileceğimi söylemişti. | Open Subtitles | عندما أنا كُنْتُ بعمر أربعة سنوات، أخبرتْني انه يُمكنني أَنْ آخذَ هم عندما تموتْ. |
Sosyal hizmetler, gelip beni etkilemeye çalışarak... suçlamayı düşürmeye çalışacağını söylemişti. | Open Subtitles | الخدمات الإجتماعية أخبرتْني أنت تَظْهرُ من المحتمل ويُحاولُ مُعَالَجَتي إلى إسْقاط التهمِ. |
Bana Red Sox taraftarı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتْني أنت نصير جواربِ أحمرِ. |
Catherine bana Colton'un boğuldunu söylemişti. | Open Subtitles | كاثرين أخبرتْني ddo colton غَارِق. هي لَمْ تُخبرْك تلك. |
Ana dedi ki çok iyi fotoğrafların varmış. | Open Subtitles | آننا أخبرتْني أنت مصورة صورَ عظيمةَ. |