- Sana sinirlenmiyorum. Sadece haddini aştığını söylüyorum. | Open Subtitles | أنا لست بغاضب منك أنا أخبرك بأنك تتصرف بشكل سيء |
Sormuyorum, söylüyorum. Bu gece erkenden yatıyorsun. | Open Subtitles | انا لا أطلب منك, أنا أخبرك بأنك تحتاج للنوم باكراً. |
- Farkındayım ama söylüyorum, Yüzbaşı o. | Open Subtitles | أفهم ذلك لكنني أخبرك بأنك كابتن |
Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor, ama... bana biraz eski kocamı hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | أكره حقاً أن أخبرك بأنك تذكرني قليلاً بزوجي السابق. |
Burada bir tarih var, ve jilet kenarında dans ettiğini ve aldığın her nefesin dikkatimizde olduğunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | يوجد تاريخ هُنا لذا فأنا لا أمزح عندما أخبرك بأنك ترقص على حافة شفرة حلاقة وكل نفس تأخذه نقوم بأخذه فى إعتبارنا |
Hayır, sana hata yaptığınızı söylüyorum. | Open Subtitles | لا، ولكني أخبرك بأنك ترتكب أخطاء |
Etrafını saracaklar. Sana söylüyorum! | Open Subtitles | أنا أخبرك بأنك سوف تحاصر |
söylüyorum işte, Jones'u öldürmedin. | Open Subtitles | (أنظري، أنا أخبرك بأنك لم تقتلي( جونز |
106,000$ lık bir mirasa kondum ve sana söylemek istediğimde bu paradan bir zırnık bile koklayamayacaksın! | Open Subtitles | ورثت لتوي 106 ألف دولار، وأردت أن أخبرك بأنك لن تمسّ دولاراً واحداً منها! |
- Sadece kovulduğunu söylemek için gelmiştim. Ne? | Open Subtitles | -جئت لكي أخبرك بأنك مفصول |
Size Rooster'ı kaçırdığınızı söylemek bana büyük acı veriyor. | Open Subtitles | يحزنني أن أخبرك بأنك تأخرت على (روستر). |
Mükemmel olduğunu söylemek istemiştim sana. | Open Subtitles | وأردت أن أخبرك... بأنك كامل. |