"أخبرني بأنّك" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyle
        
    • söyledi
        
    Alex lütfen bana Meredith Grey'le aynı evde yaşamadığını söyle. Open Subtitles أليكس، رجاء أخبرني بأنّك لا تعيش مع ميرديث جراي.
    CIA için çalışmadığını söyle. Open Subtitles أخبرني بأنّك لست في الوكالة بعد الآن أخبرني بأنّك أستقلت
    Beni unutacağını, yoluna devam edeceğini ve bensiz dopdolu, uzun bir hayat yaşayacağını söyle. Open Subtitles أخبرني بأنّك ستنساني وتعيش حياةً كاملة سعيدة بدوني
    Don Altobello güçlü bir karakterin olduğunu söyledi. Saygıdeğer biriymişsin. Open Subtitles دون التوبيلو أخبرني بأنّك شخص قوي ومحترم
    Patlayıcılar için onu senin tuttuğunu söyledi. Open Subtitles أخبرني بأنّك إستأجرته لتجهيز تلك المتفجرات.
    Lütfen onu tanıdığını söyle. - Hayır tanışmadım. Open Subtitles مرحباً بك في المحادثة أرجوك أخبرني بأنّك على معرفةٍ به
    - Lütfen hâlâ uyumadığını söyle. Open Subtitles أرجوك، أخبرني بأنّك لست نائماً حتى الآن..
    - Lütfen şu şeyi indirecek kadar ayık olduğunu söyle. - Geri dönmüyoruz. Open Subtitles أرجوك أخبرني بأنّك صاحٍ كفاية للهبوط بهذا الشيء
    Bu fikir üzerinde düşünmediğini saçmalığın daniskasından başka bir şey olmadığına inandığını söyle bana. Open Subtitles أرجوك أخبرني بأنّك لم تصدّق هذه الإدعاءات..
    Yakında uçmaya başlayacağını söyle. Open Subtitles لكن فقط أخبرني بأنّك ستعود إلى الطيران قريبًا.
    Hastane kayıtlarını aldığını söyle. Open Subtitles أخبرني بأنّك حصلت على لقطات من صور المُستشفى.
    - Araba kullanmadığını söyle. - Kullanmadım. Open Subtitles ـ أخبرني بأنّك لم تقد ـ لم أفعل
    - Bir şeyler bulduğunu söyle, lütfen. Open Subtitles . أرجوك أخبرني بأنّك وجدت شيئاً
    Lütfen buraya kadar sürmediğini söyle. Open Subtitles أرجوك أخبرني بأنّك لم تقود لهنا ؟
    Lütfen bunu senin de gördüğünü söyle. Open Subtitles رجاءً أخبرني بأنّك ترى هذا أيضاً
    Biri bana senin farklı lezzetleri tercih ettiğini söyledi de. Open Subtitles وفي الحقيقة شخص أخبرني بأنّك قد تفضلين نكهة مختلفة
    Amiriniz bana şimdiye kadar aldığınız her olayı çözdüğünüzü söyledi. Open Subtitles نقيب الشرطة أخبرني بأنّك حللت كل القضايا التي وكلتَ بها، أهذا صحيح؟
    Doktor, Afganistan üzerinde bir uçağa pilotluk yaparken düştüğünü söyledi. Open Subtitles الطبيب أخبرني بأنّك سقطت حينما كنت تقود طائرة في سماء أفغانستان
    Şaşırtıcı bir şekilde etkileyici bir dostum bana burada olduğunu söyledi. Open Subtitles لكنّي تحلّيت بحليف فعّال على نحوٍ مُفجع أخبرني بأنّك هنا.
    Özür dilerim ama dün akşam ortağınız bana babasının vakıf işlerinden birini tırtıkladığını düşündüğünüzü söyledi. Open Subtitles أنا آسف، لكن ليلة أمس، شريكك أخبرني بأنّك تظنين ... أنه سرق أحد منظمات الخيرية لوالده
    Babam kalmaya niyetli olduğunu söyledi. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}.أبي أخبرني بأنّك تنوي البقاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more