"أخبرني بمكان" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerini söyle
        
    • nerede olduğunu söyle
        
    • nerede bulabileceğimi söyle bana
        
    • yerini söyledi
        
    • yerini söylersen
        
    • nerede olduğunu söyleyin
        
    Tek istediğim astım ilacı. Spreylerin yerini söyle buna son verelim. Open Subtitles ‫أريد دواء الربو فقط ‫أخبرني بمكان عبوات المنشاق وسنتوقف
    bana kız kardeşlerinin yerini söyle. Open Subtitles أخبرني بمكان أخواتك
    Oğlumun yerini söyle. Open Subtitles فقط أخبرني بمكان إبني
    Lütfen kızımın nerede olduğunu söyle. Kızımın nerede olduğunu söyle. Open Subtitles رجاءً أخبرني بمكان بُنيّتي، رجاءً أخبرني أين بُنيّتي
    Bana kızımın nerede olduğunu söyle ben de köpeğini eve yollayayım. Open Subtitles أخبرني بمكان إبنتي وسأدعك تأخذ كلبك معك للمنزل
    Kovar'ı nerede bulabileceğimi söyle bana. Open Subtitles أخبرني بمكان (كوفار).
    Zen Yi'nin yerini söyle, yoksa yemin ederim ki onu bir daha göremezsin. Open Subtitles أخبرني بمكان (زينغ يي)، وإلا فلن تبصرها مجدّداً.
    Bana o şeyin yerini söyle olan biten her şeyi unutalım. Open Subtitles ...أخبرني بمكان البيضة وسننسى كل ما حدث
    Kuzeninin yerini söyle. Open Subtitles أخبرني بمكان ابن عمتك
    - Kardeşimin yerini söyle. - Hadi ama ajan Garcia. Open Subtitles أخبرني بمكان أخي - (بحقك أيها العميل (غراسيا -
    Danny Brickwell'in yerini söyle, böyle bir şey olmasın. Open Subtitles أخبرني بمكان (داني بريكول) ولن تضطر لذلك.
    Bana hançerin yerini söyle. Open Subtitles أخبرني بمكان الخنجر.
    Nefes almak istiyorsan hacker patronunun nerede olduğunu söyle. Open Subtitles هل تريد بعض الهواء؟ أخبرني بمكان رئيسك مخترق الحواسيب
    O'Brian'ın nerede olduğunu söyle, yoksa senin için durumu çok zorlaştırırım. Open Subtitles لا تتلاعب بي يا (بيل) أخبرني بمكان (كلوي) وإلا سأجعل الأمر شاقاً عليك
    Enerjimi ve vaktimi boşa harcamamamı istersen bana Felicity Smoak'un nerede olduğunu söyle. Open Subtitles أتودّ أن توفّر عليّ بعض الوقت والطاقة؟ إذًا أخبرني بمكان (فليستي سموك).
    Debbie'nin nerede olduğunu söyle. Onu eve götürmeye geldim. Open Subtitles (أخبرني بمكان (ديبي، أتيتُ لأخذها للمنزل
    Babanın nerede olduğunu söyle. Open Subtitles أخبرني بمكان والدك
    Appa'nın nerede olduğunu söyle! Onu takas ettim. Open Subtitles (أخبرني بمكان (آبا- لقد قايضته-
    Kovar'ı nerede bulabileceğimi söyle bana. Open Subtitles أخبرني بمكان (كوفار).
    Evet, asıl flaşın yerini söyledi ama vakit yok. Open Subtitles أجل، حسناً، لقد أخبرني بمكان القرص الحقيقي، ولكن ليس هناك وقت
    Kampın yerini söylersen hemen çıkarız. Open Subtitles أخبرني بمكان المعسكر وسنغادر فورًا.
    Bana paranın nerede olduğunu söyleyin ben de çenenize diş yaptırmanızı sağlayım. Open Subtitles أخبرني بمكان المال، و لن أكسر فكّك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more