Konuyu açıklayan bir hikayesi var ama gerçekleri nasıl test edeceğimizi bilmiyorum. | Open Subtitles | لديه قصة قد تفسر هذا إنني لست متأكداً بشأن كيفية أختبار الحقائق |
En azından göreceli test sonuçları için ona tutup da araba almadım. | Open Subtitles | حسناً على الأقل لم أشتري لها سيارة لـ أختبار نتائج دون المستوى |
Ve şimdi bunu, sertifika yoluyla almak uçuş testi, ve tüm bu düzenleyici makam onayları süreci söz konusu. | TED | لذلك فالمهم حقا الآن هي مسألة الحصول على الموافقات أختبار الطيران ، وتمر كل هذه العمليات عبر الموافقات التنظيمية. |
Bunların hepsi araştırma için mi, yoksa masaya ağırlık testi mi uyguluyoruz? | Open Subtitles | هل كل هذه متعلقة بالبحث أو أنه أختبار للضغط من أجل الطاولة |
sınav bir sihirbaz gibi düşünüp hareket etme yeteneğinizi sınıyor. | Open Subtitles | تجارب أختبار قدرتك على التفكير والتصرف مثل الساحر |
deneme. Bir. İki. | Open Subtitles | أختبار , واحد أثنان , أختبار ما رأيك فى الصوت؟ |
Stratejik bir bölge bile değildi, ...sadece bir test alanı. | Open Subtitles | لم تكن القرية حتي موقع أستراتيجي، لقد كانت أرض أختبار |
Ama orada yaz mı yoksa sonbahar insanı mı olduğunu belirleyen bir test var. | Open Subtitles | ولكن هناك أختبار يقرر هل أنت صيفي أم خريفي |
Ama bildiğim kadarıyla şimdiye kadar hiç küçük çocuk test edilmedi. | Open Subtitles | لكن بحد علمي لا طفل رضيع أجرى أختبار الطرق |
Eğer sen şu anda benim sadakatimi test ediyorsan, Sadece sabrım için yaptığın testte başarılı oldun. | Open Subtitles | لذلك إذا كنت هنا لأختبار ولائى فلقد نجحت فقط فى أختبار صبرى آة .. لا أنا لست هنا من أجل ذلك على الأطلاق |
Geçmen gereken bir test daha var. | Open Subtitles | يبقى أختبار واحد فقط يجب عليكى ان تجتازيه. |
Diğerleri ise Tanrı'nın yaşadığına ve bunun da bir test olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | وبعض الناس يرون إن الرب موجود وهذا نوعاً ما أختبار منه |
Sanırım negatif testi kabul ediyorlar. Pürüzsüzce çalışacak. Hazır olmamı söylediler. | Open Subtitles | أظن أنهم يفترضون بأن أختبار الضغط السلبي يسير على نحو سلس. |
Bilirsiniz, dünya görüşünüzün testi iyi zamanlarda nasıl hareket ettiğiniz değildir. | TED | تعرفون، إن أختبار نظرتك للعالم ليس حول كيفية تصرفك في الأوقات الجيدة. |
Dünya görüşünüzün testi bir cenazede nasıl hareket ettiğinizdir. | TED | إن أختبار نظرتك للعالم هو حول تصرفك في مراسم العزاء. |
Hayır, bu bir sınav değil. | Open Subtitles | هل أنت واثق أنه ليس أختبار ؟ لا .. |
deneme atışıydı. Elim çok kötü değil. | Open Subtitles | كما قلت ، لقد كان هذا بالون أختبار يدى ليست سيئة جدا حقا |
20 dakika testini yapmaya devam ettim Oraya git, oraya git. | Open Subtitles | كنت لازلت افعل هذه ال20 دقيقة أختبار, أذهب هناك , أذهب هناك |
Ama fazla takılamam çünkü yarın bir sınavım var. | Open Subtitles | ، لكني لا أستطيع البقاء طويلاً لدي أختبار غداً |
Hamile birini işe almalıydı ki, onu uyuşturucu testinden geçirebilsin. | Open Subtitles | أحتاجت ان توظف امرأة حامل حتى تقوم بأعطائها أختبار للمخدرات |
Ama bu gün, beklentileri teste tabi tutulacaktı. | Open Subtitles | لكن في هذا اليوم توقعاتها كانت ستوضع في أختبار |
SAT sınavı bu odada yapılacaktır. | Open Subtitles | سيجرى أختبار الأهلية المدرسية في هذه القاعة |
Matematik'ten SAT sınavında 770 puan aldım. | Open Subtitles | وفي الرياضيات, حصلت علي 770 في أختبار الكفاءة التعليمية, |
Stresli çalışma ortamına uygun olup olmadığını anlamak için bir testti. | Open Subtitles | لقد كان أختبار لرؤية هل تستطيعين العمل بشكلأحترافيفي الشركة. |
Telsiz kontrolü sadece. Yeni otomatik giriş-çıkış cihazları geldi Mike'a söyle de indirsin. Bekle biraz. | Open Subtitles | فقط ، أختبار الجهاز الأجهزة الجديدة الأوتوماتيكية للتأكيد الخروج وصل ، لو تجعل مايك يقوم بتنزيله |
Pozitif çıkan bir hamilelik testine ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | كانت تحتاج ان يظهر أختبار الحمل المنزلى بصورة ايجابية |
Gözlükleri taktın, matematik testinde daha iyi yapmışındır şimdi. | Open Subtitles | حصلت على النظارة سوف تبلي حسناً الآن في أختبار الرياضيات |
Evet, ama İleri Yerleştirme sınavına dahil edilecek mi bu? | Open Subtitles | نعم ولكنه سيكون ضمن أختبار التنسيب المتقدم؟ |