"أخذت هذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu
        
    • Bunu
        
    bu Montparnasse Mezarlığının altında çekildi. Birçok ölü kemiklerin koyulduğu yer. TED وقد أخذت هذه تحت مقبرة مونتبارناس حيث توجد معظم التوابيت الصغيرة.
    Benim için öyle. bu eve gelmemin ve işi, hayalet yazarlığı almamın sebebi. Open Subtitles هي كذلك بالنسبة لي لهذا جئت إلى هذا المنزل لهذا أخذت هذه الوظيفة.
    Sana bu işi alırken biri son moda kelimlelerin bir listesini mi verdi? Open Subtitles هل أعطاك شخصٌ ما قائمة من العبارات الطنانة عندما أخذت هذه الوظيفة ؟
    Bunu çektiklerinde, etrafta dolaşanlar vardı herhalde. Open Subtitles عندما أخذت هذه الصورة كان لا بد من وجود بعض المارة
    Charles Bunu Carl'ın arabasına götürüp ona verir misin? Open Subtitles تشارلز، هلا أخذت هذه للسيارة وأعطها لكارل، شكراً
    Bunu babamın evinden aldım. Genelde sayfaların arasına birkaç yüz dolar tıkıştırır. Open Subtitles خذي أخذت هذه من منزله هو في العادة يترك بعض المئات من الدولارات بين الصفحات
    Büyük babam vefat ettikten sonra, bu masayı yanımda getirdim ve ofisime koydum, ve bana onu hatırlatıyor. TED و عندما توفي جدي، أخذت هذه الطاولة و أحضرتها لمكتبي، و إنها تذكرني به.
    Sağlık Etki Fonu'ndan bu ücreti alırsanız, diğer ücreti talep edemez, yani kâr marjı elde edemezsiniz. TED الآن، إذا أخذت هذه المكافأة من صندوق التأثير الصحي، لا يمكنك المطالبة بالمكافأة الأخرى، لا يمكنك إضافة الأرباح للسعر
    Tabii ki bu protezler daha sonra daha kullanışlı olmaya başladı ve tabii ki daha modern. TED وبالتأكيد أخذت هذه الأطراف الصناعية تصبح ذات إفادة أكثر وأكثر، عصرية أكثر وأكثر.
    Ama ben bu fotorafı, Assam'da, ormanın ortasındaki bir ekolojik kampta çektim. TED لكنني أخذت هذه الصورة في حمام خلف خيمة في مخيم صديق للبيئة في أدغال أسام
    bu ölçümleri yaptığımızda, beklentimizin aksine süratin sabit kaldığını görüyoruz. Uzaklıktan bağımsız. TED وعندما أخذت هذه القياسات ، بدلا من ذلك وجدنا أن السرعة ثابتة ، مع تغير المسافة.
    Ben bu fotografı çektikten sonra Irak ve Afganistan'daki cami mimarilerine benzemesi amacıyla binanın etrafına bir de duvar örüldü. TED وبعد أن أخذت هذه الصورة قاموا ببناء جدار حول كنيسة الله العالمية لتقليد انشاء المساجد في أفغانستان أو العراق.
    bu hiç güneşe çıkmamış kayayı aldım, ve onu bir fotografik plakanın üzerine yerleştirdim. Open Subtitles أخذت هذه الصخرة، التي لم تتعرض للشمس ووضعها على لوحة فوتوغرافية.
    Bunu aldığım zaman, bendeki özel ve alanımda başarılı olmamı sağlayan yeteneği kaybedeceğimden korkuyorum. Open Subtitles أخشى إن أخذت هذه أن أخسر تلك القدرة المميزة والفريدة والتي جعلتني ناجحاً جداً في مجالي
    Eğer Bunu bana karşı kullanmayacaksan odadan çıktığında Bunu masandan aldım. Open Subtitles إذا كنت لن تأخذ ذلك ضدى , لقد أخذت هذه من على مكتبك عندما كنت خراج الغرفة, أنا لم أحاول ملئه.
    Bunu oyun alanında bir çocuğu kumardan kurtarabilmek için aldım. Open Subtitles لقد أخذت هذه الاستمارة من طفل في الملعب لأوقفه عن المقامرة
    Bunu, Batı Afrika'da yaptığım seyahatler sırasında aldım. Open Subtitles لقد أخذت هذه خلال رحلتي في افريقيا الغربية
    Bunu babanı öldürdüğün gün, ondan almıştım. Open Subtitles لقد أخذت هذه من والدك في اليوم الذي قتلته أنت فبه
    Bunu size eve gelirken aldım. Open Subtitles لقد أخذت هذه في طريقي للمنزل من أجلكم يا رفاق
    Babamlar Bunu aldığımı öğrenirse beni öldürürler. Open Subtitles أن أكتشف والداي أنني أخذت هذه سيقتلاننَي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more