Onları yüzüstü bırakamam. Yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | لا أريد أن أخذلهم لدى الكثير من العمل لافعله |
Çocukların bakışlarını gördün. Onları yüzüstü bırakamadım. | Open Subtitles | ،رأيت النظرة على وجوه الشباب لم يمكن أن أخذلهم |
Hayatımda beni yüzüstü bırakmayan tek şey onlar ve ben de onları asla yüzüstü bırakmam. | Open Subtitles | انهم الشيء الوحيد في حياتي الذي لم يخذلني و لن أخذلهم ابدا |
Tabi onları hayal kırıklığına uğratmak istemem. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي أني لا أريد أن أخذلهم |
Tabi onları hayal kırıklığına uğratmak istemem. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي أني لا أريد أن أخذلهم |
Onları hayal kırıklığına uğratamam. Babamı da. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع أن أخذلهم أو أخذل أبي |
Sadece sarsanız olmaz mı? Onları yüzüstü bırakamam. | Open Subtitles | فقط أصلحي الأمر لا أستطيع أن أخذلهم |
Onları bir daha asla yüzüstü bırakmayacağım. | Open Subtitles | ولن أخذلهم مرّةً أُخرى على الإطلاق |
Onları yüzüstü bırakmamalıyım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخذلهم |
Büyükbabam da ona. Onları hayal kırıklığına uğratamam. | Open Subtitles | ومن قبله جدي لا يمكنني أن أخذلهم |
Onları hayal kırıklığına uğratmayacağım.. Ama... | Open Subtitles | نعم سيدي لن أخذلهم |
Onları her zaman hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | كنت أخذلهم دائماً |
Onların hayal kırıklığına uğramak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أخذلهم |
Onları hayal kırıklığına uğratmayacağım | Open Subtitles | أنا لن أخذلهم |
Onları düş kırıklığına uğratamam. | Open Subtitles | لن أخذلهم |