"أخرجها" - Translation from Arabic to Turkish

• çıkar
• götür
• çıkarın
• Çıkar onu
• götürün
• çıkarmam
• çıkarmak
• Çıkar şunu
• çıkart
• çıkartın
• kızı

Onu oradan çıkar ve Merkez Arıza'ya bildir.
أخرجها من هناك وأرسلها لوحدة الصيانة المركزية

Dışarı çıkar Max. Tamam böyle kalsın.
يبدو أننا لففنا الساق , أخرجها حسنا , حسنا , أنتظر هناك

Gerekirse öldür ama buradan götür onu.
إطلق النار عليها إذا تحتّم عليك ذلك لكن أخرجها من هنا أجل,يا سيدي

Her şeyi yaparım! Onun yerine beni koyun. Bana istediğinizi yapabilirsiniz umrumda değil, yeter ki onu çıkarın!
ضعني مكانها، يمكنك فعل أي شيء بي لا أهتم، فقط أخرجها من هناك

- Dışarı çıkar onu. Eve gidiyoruz.
أخرجها من هنا، سنعود إلى البيت

Kes sesini! Şunu da götürün buradan!
اصمت، أخرج دراجته من هنا أخرجها

Onu oradan çıkar ve onları sevdiğimi söyle.
تأكد من ذهابها أخرجها من هناك قل لها أنى أحبها.

Şimdi onu dışarı çıkar ve vur yoksa ben yapacağım.
و الآن أخرجها و أطلق عليها النار، أو أفعل أنا ذلك.

Onu buradan çıkar. Kırmızı beyaz kamyonet. 3. bodrum katı.
أخرجها من هنا السيارة الحمراء والبيضاء, بي 3

Şimdi çok az suyun üzerine çıkar Adam, şimdi de kendine doğru çekebilir misin?
فقط أخرجها على مهلك من الماء آدم فقط اسحبها باتجاهك قليلا وتوقف

Onu bir Amerikan hastanesinden çıkar, deniz aşırı, Asya'da bulunan kalabalık bir tesise gönder, gerçekte nasıl kullanıldığını anlatayım. Fototerapinin etkililiği ışık yoğunluğunun bir işlevi.
أخرجها من المستشفيات الأمريكية، أرسلها إلى ما وراء البحار إلى منشأة مزدحمة في آسيا، هنا كيف تعمل فعلياً. الفعالية في العلاج الضوئي هو دور كثافة الضوء.

Evlat, onu buradan götür. Bizim de gecemizi mahvediyor.
يا فتى، أخرجها من هنا إنها تفسد علينا المتعة

Bunu ona ben söyledim. Tommy, götür onu buradan.
أخبرته ليفعل ذلك تومي ، أخرجها من هنا

"götür onu buradan. Yüzünü görmek istemiyorum artık."
" أخرجها من هنا لا أريد أن أرى وجهها بعد الآن "

Ehliyetinizi. Yerinden çıkarın ve bana verin lütfen.
رخصة القيادة أخرجها من محفظتك رجاءً وسلمها لي

İkimiz de neredeyse ölüyorduk. Onu ondan çıkarın.
كدنا كلانا أن نموت, لذا أخرجها من ذلك الشيء

- Kendisi deneyin bir parçası. - çıkar onu buradan.
هي جزء من التجربة حسناً أخرجها من هنا

Şu taraftan götürün.
أخرجها عبر ذلك الطريق

Onu Almanya'dan çıkarmam bana pahalıya mal olacak şuan sana bunu söyleyebilirim.
سوف أتكلف الكثير من المال كى أخرجها من ألمانيا

Evet. Köpek çok meraklı olduğu için çıkarmak zorunda kalmış.
نعم , قال أن الكلب أصبح فضولى جداً لذلك أخرجها

Pekala Şoğn, görev bildirgesini sakın yeme. çıkar şunu ağzından...
شون ، لا تأكل الورقة أخرجها من فمك

çıkart şu boktan şeyi.
أخرج هذه القذارة من هنا أخرجها من هنا

Ama ayrılmaya hazır olduğu anda, onu dışarı çıkartın.
لكن في اللحظة التي تكون فيها مستعدَة للرحيل، أخرجها

Tamam sen kızı kurtar, ben dikkatleri dağıtıyorum.
حسناً، أخرجها إلى بر الامان وأنا سأقوم بالإلهاء