Şimdi ise daha da ileri teknolojilerden bahsediliyor: artırılmış gerçeklik gibi. | TED | ويجري الآن زيادة هذا بطبقات أخرى من التكنولوجيا مثل زيادة الواقع. |
Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. | TED | أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى |
Havaya CO2 eklemek yatağın üzerine bir tane daha battaniye atmak gibidir. | TED | إضافة ثاني أوكسيد الكربون إلى الهواء يشبه رمي بطانية أخرى على السرير. |
Yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi. | TED | لم يعرف أية طريقة أخرى لكسب العيش و صنع المال. |
Bundan sonra başka bir kampanya başlattık zeminlerdeki harf sahneleri ile. | TED | بعد ذلك، أطلقنا حملة أخرى فيها مشاهد الأحرف موضوعة على الأرض |
Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
Sonra yine yaşlılar ölecek ve iki milyar daha çocuk doğacak. | TED | ومرة أخرى سوف يموت الكبار السن وسوف تحصلون على ملياري طفل. |
Endişe etmemiz gerektiğini düşündüğüm bir başka konu daha var. | TED | هناك مشكلة أخرى أرى أنّه ينبغي علينا أن نهتمّ بها. |
Tek bir büyük hikaye yeterli değilmiş gibi, bana bir tane daha anlatıldı. | TED | كما لو أن قصة واحدة كبيرة لم تكن كافية، قيلت لي قصة أخرى. |
O anda bir daha bakmamak üzere ani bir karar veriyorum. | TED | حينها اتخذت قرارا فوريا بأن لا أنظر إلى قدمي مرة أخرى. |
Üstelik iki ayaklı ahtapotun bir başka cinsini daha tanımladık. | TED | وقد قمنا أيضاً بوصف أنواع أخرى من الأخطبوط ذو القدمين |
Maalesef bu süreçte polis ile uyuşturucu kartelleri arasında bir savaş daha çıktı. | TED | لسوء الحظ خلال تلك الفترة، اندلعت حرب أخرى ما بين الشرطة وعصابات المخدرات. |
Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum. | TED | دعوني أعطيكم ثلاثة أمثلة أخرى لما يمكنُ أن تقوم به تقنيتنا. |
Depresyon, şizofreni ve daha birçok rahatsızlık için de çok etkilidir. | TED | إنها علاج ذو تأثير قوي للإحباط وانفصام الشخصية وأشياء أخرى كثيرة |
Üstelik bunlar erken oluşan unsurlardır, sizin farklı bir dili benimsemeniz için siz daha ana okuluna giderken bu eğitim verilmeye başlanmalıdır. | TED | و هذه هي العوامل التي تحقق في وقت مبكر و التي بدورها تعطيكم بعض الشعور عندما تعطي مبتدئ دروسا في لغة أخرى |
başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. | TED | بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة |
Mültecilerin ülkeye gelmesinin başka bir yolu iltica talebinde bulunmak. | TED | طريقة أخرى يأتي بها اللاجئين هي عن طريق طلب اللجوء. |
Şaşırtıcı olan şu, başka bir şirket doğru bir klinik deneyi yaptı, hastaların yarısına placebo, diper yarısına da ilaçtan verdiler. | TED | الأمر الرائع أن شركة أخرى قامت بالتجربة العلمية على النحو الصحيح حيث اعطوا نصف المرضى العقار و النصف الآخر دواء وهمي |
Sonra biz kafeyi temizlerken, masalardan birinin altında başka bir gardenya bulduk. | Open Subtitles | و حين قمنا بتنظيف المقهى تحت إحدى الموائد عثرنا على جاردينيا أخرى |
Yardımını yalnızca, başka bir yol olmadığını düşünürsem kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل مساعدتك فقط فى حالة أن لم أجد طريقة أخرى. |