| Çimenler yeşil, senin y.rak oluşun gibi. Ve bir de mânevî gerçekler. | Open Subtitles | والعشبَ أخضرُ وأنت غبي و هناك حقيقة معنوية |
| Umarım, ışığı yeşil yanıyordur. | Open Subtitles | انا ءأمل، الضوء عليه أخضرُ حتى الآن. |
| Fakat yoldan bakınca ev yeşil gözükür. | Open Subtitles | لَكنَّك تَقِفُ عند الشارعِ... البيت أخضرُ. |
| İç oksijen seviyesi yeşil. | Open Subtitles | مستوى الأوكسجينِ الداخليِ أخضرُ. |
| Hadi, yeşil yanıyor. | Open Subtitles | هيا نعبر ، الضوء أخضرُ |
| Aslında yeşil. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنه أخضرُ. |
| yeşil bir kuş kanat çırpıyordu, toka da gagasındaydı. | Open Subtitles | - طائراً أخضرُ اللون . - ترفرف والأُنشوطه في منقارها . |
| Şimdi de yeşil oldu. | Open Subtitles | إنه أخضرُ الآن . |
| Hayır, bu yeşil. | Open Subtitles | لا، هذا أخضرُ. |
| Genelde yeşil olur. | Open Subtitles | هو أخضرُ عادة |
| Bu yeşil. | Open Subtitles | هذا أخضرُ. |