Cep telefonu, siyasal özgürlüklerini kazanmaya yarayan önemli bir araç olarak dünyanın pek çok tarafında, insanlar tarafından kullanılıyor. | TED | أعطت الهواتف النقالة الناس حول العالم أداة مهمة تمكنهم من اكتساب حُريتهم السياسية. |
Enerji verimliliği, iklim değişikliğine karşı savaşta önemli bir araç olacak. | TED | ستكون كفاءة الطاقة أداة مهمة في مكافحة التغيّر المناخي. |
Kültür insanları biraraya getirmede çok önemli bir araç. | TED | الثقافة أداة مهمة جدا لجمع الناس معا. |
Sonuç olarak ben beş duyu teorisini hayatımdaki farklı deneyimleri değerlendirmede işe yarar bir araç olarak görüyorum ve sonrasında bu deneyimleri tasarımlarımda uygulamayı umuyorum. | TED | ولأختم حديثي, أعترف أني قد وجدت نظرية الحواس الخمسة أداة مهمة جدا لتقييم تجارب مختلفة في حياتي, ومن ثم آخذ أفضل تلك التجارب آملا أن أدمجها في تصاميمي. |