| Seni bu işe ben soktum, o yüzden kapa çeneni. | Open Subtitles | ، أنا الذى أدخلتك فى هذا العمل لذا أغلق فمك اللعين |
| - Verandada bayılmıştın. Seni orada bulup içeri soktum. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | كنت نائمة على الأرض وجدتك في الخارج و أدخلتك |
| Seni Küçükler Ligi'ne soktuğumda yaptığın gibi kaşlarını yoluyorsun yine. | Open Subtitles | أنت تنتف حواجبك مجددا. كما فعلت حين أدخلتك في فريق البيسبول. |
| Seni bu işe soktuğumda, onlarla anlaşmadım. | Open Subtitles | أدخلتك للعمل دون أن أستشيرهم. |
| Seni içeri alır almaz oturttum ve sana hayat hikâyemi anlatmaya başladım. | Open Subtitles | لقد أدخلتك المنزل وأجلستك وبدأت أتحدث عن حياتي |
| Seni bunun içine sürüklediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأنّي أدخلتك في هذا الأمر |
| Senin kutsal tapınağıma Girmene izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أننى أدخلتك معبدى المقدس |
| Jeremy, söz verdiğim gibi seni Roman'ın kalesine soktum. | Open Subtitles | جيريمي، وأنا قد أدخلتك في قلعة روماني كما وعدت |
| - Sana güvenmiştim. Seni hayatımıza soktum, Allah aşkına, çocuklarım. | Open Subtitles | لقد أدخلتك في حياتي بحق اللهوأبنائي! |
| Seni galaya soktum. | Open Subtitles | لقد أدخلتك إلى الاحتفال. |
| Seni buraya soktum. | Open Subtitles | لقد أدخلتك هنا |
| Seni içeri aldığımı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكريني عندما أدخلتك للمنزل ؟ |
| Seni içeri hizmetçi mi aldı? | Open Subtitles | هل أدخلتك الخادمة؟ |
| Seni bunun içine sürüklediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأنّي أدخلتك في هذا الأمر |
| Bunca yıl sonra seni bu işe sürüklediğim için üzgünüm, Robert. | Open Subtitles | أنا جداً اسفة لأني أدخلتك بهذا الامر يا (روبرت) |
| Girmene izin verirsem kimseye anlatmayacaksın ama. | Open Subtitles | إذا أدخلتك لا يمكنك أن تخبر أحداً |
| Hayır, bilmiyorsun.. Girmene izin verdim. | Open Subtitles | كلأ، انت لا تعرف لقد أدخلتك في حياتي |