"أدركنا أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerektiğini fark ettik
        
    • fark ettik ki
        
    • olduğunu anladık
        
    Kendimize ve bizler gibilere çıkış yolu bulabilmek adına, bu işe bizzat el atmamız gerektiğini fark ettik. TED ثم أدركنا أنه لابد أن نعمل تحت تلك الظروف بأنفسنا لنجد حلاً لأطفالنا و لآخرين مثلهم
    Bu süreçte sadece yazılımı tasarlamamız değil, altyapıyı da uygulamaya sokmamız gerektiğini fark ettik. TED وفي هذه العملية أدركنا أنه ليس علينا تصميم برنامج وحسب وإنما يجب تطوير البنية التحتية أيضًا.
    Bunu açığa çıkarmamız gerektiğini fark ettik ve Ming-Zher Poh'un doktora çalışması ve Empatica tarafından daha sonra elde edilen büyük gelişmelerle ilerleme sağlandı ve nöbet tespiti artık çok daha doğru biçimde yapılıyor. TED لذلك أدركنا أنه علينا نشر هذا، وبفضل مجهود الدكتوراة الخاصة بمينج زي بو والتحسينات الكبيرة لاحقًا عن طريق (إمباتيكا). حدث تقدم كبير وأصبح الكشف عن النوبات أكثر دقة.
    Beyaz olduğunu düşünmüştük, sonra fark ettik ki o da siyahmış, Ali gibi. Open Subtitles 'كنا نعتقد انه كان أبيض ، ثم أدركنا أنه كان أسود ، مثل علي.
    fark ettik ki, ...tamamen kullanıcıların ellerinden korumaya devam etseydik, ...başka bir " hayvan" vakasından kaçınabilirdik. Open Subtitles أدركنا أنه إذا تركنا هذا بين يدي المستخدمين كليا, سنتجنب حصول حادثه "الحيوان" مره اخرى.
    (Kahkaha) O bir Bernese dağ köpeğiydi. Eski eşimle sahiplenmiştik Altı ay içinde. onun darmadağın durumda olduğunu anladık. TED (ضحك) إنه كلب من فصلية البرمية الجبلية والذي قمت أنا وزوجي السابق بتبنيه، وبعد مضي ستة أشهر، أدركنا أنه فوضوي جدا.
    Virüs boyutunda 5000 baz çiftine sahip parçayı yapabildiğimizi anlayınca bu büyük kromozomu yapmak için seri olarak birçok parçayı yapıp sonunda birleştirmek için yeterli olanağımız olduğunu anladık. TED لذا عندما أدركنا إنه بامكاننا عمل 5000 أساس-زوجي يعادل حجم الفيروس أدركنا أنه باستطاعتنا على الاقل محاولة عمل سلسلة من هذه الازواج لنتمكن في النهاية من تجميعها لصنع قاعدة كبيرة من الكروموسومات.
    (alkışlar) Ve fark ettik ki, bu teknolojiyi sadece hareketi kontrol eden devrelerde değil, diğer şeyleri kontrol eden devrelerde de kullanabiliriz ve sonrasında da ruh halini kontrol eden devrelerle uğraştık. TED [تصفيق] أدركنا أنه قد يمكننا استخدام هذه التقنية ليس فقط في الدارات التي تتحكم بحركتك بل أيضاً بالدارات التي تتحكم بأمور أخرى و الأمر التالي الذي عملنا عليه كان الدارات التي تتحكم بمزاجك
    Kısa süre önce fark ettik ki, eğer kıpırdamayıp, yeteri kadar sessiz durursak, Tod'un önünde sonunda kafası karışıyor, sonra da gidiyordu. Open Subtitles مؤخراً, أدركنا أنه مع (تود).. إذا لم نتحرك وبقينا.. ساكنين جدا..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more