| Uzun zaman olduğunu biliyorum. Ama bir zamanlar beni sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه مر زمن طويل، ولكنني أعرف أنك أحببتني ذات مرة.. |
| Senin yiyeceğini yutmadan önce 20 kere çiğnemen gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه يفترض أن تلوك طعامك عشرون مرة قبل أن تبلعه |
| Beş yıldızlı bir yer sayılmaz biliyorum ama ihtiyacın olan bir şey varsa... | Open Subtitles | أدري أنه ليس بالمسكن الخمس نجوم، ولكن إنكانهناكشيء تحتاجيه.. |
| -45 mi? Bu kadar korumalı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أربعون خمس سنوات، لم أكن وأبوس]؛ لا أدري أنه صعد أن ارتفاع. |
| İnan bana, 'Chelle, böyle bir işin peşinde olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | صدّقيني يا (شيل). لم أكن أدري أنه يتلاعب بمشاعركِ. أقسم لكِ |
| Bunu söylemek için çok geç biliyorum ama özür dilerim. | Open Subtitles | , أدري أنه قد تأخر الوقت كثيرًا لقول هذا ولكني بالغ الآسف |
| Bunun senin için çok kötü olduğunu biliyorum yani o adada beş yıl boyunca yapayalnız kalmak ama... | Open Subtitles | أدري أنه كان جحيمًا بالنسبة لك، بتواجدك وحدك على تلك الجزيرة لخمسة أعوام، ولكن.. |
| Bilmiyorum, ama başında artık bir denetimci olmasını istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | ،لا أدري لكني أدري أنه لا يريد أي مسؤول بعد الآن |
| Hem seçim kampanyası yapıp hem de burada olmak zor biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه من الصعب محاولة التواجد هنا و إدارة حملة إنتخابية بذات الوقت |
| Daha önce söylemem gerektiğini biliyorum. Ama grubun parçası daha fazla oldukça söylemesi de daha zor hale geldi. | Open Subtitles | أدري أنه حرى أن أخبرك بوقتٍ سابق، لكن كلّما زاد تأصّلك بمجموعتنا، كلما استصعبتُ مصارحتك. |
| Bunun sen ve arkadaşların için kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum. Cicely'den bir tuzaktaymışsınız gibi kaçıyorsunuz. | Open Subtitles | أدري أنه وضع محيّر لك ولأصدقائك، تحاولون الفرار من البلدة كأنما هي فخّ. |
| Bunu söylemek zor, ama deneyimlerimden biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه يصعب قول ذلك، و لكني أتكلم عن تجربة |
| - biliyorum, bunu çok daha önce almam gerekirdi. | Open Subtitles | أدري أنه كان علي فعل هذا منذ زمن. |
| Efendim, eksiksiz bir başarı gibi görünmediğini biliyorum. | Open Subtitles | سيّدي، أدري أنه لا يبدو نجاحاً كاملاً |
| Son zamanlarda biraz kötü davrandığını biliyorum ama Schmidt tuhaf biridir. | Open Subtitles | أدري أنه سئ مؤخراً ، ولكن (شميت) ، طائر فريد من نوعه |
| Onu biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه يُمكنه. |
| Bu Jeanine'in düşündüğü gibi bir şey değil. Öyle olmadığını biliyorum. Öyle olsa annem yok ederdi. | Open Subtitles | إنه ليس كما تعتقد (جينين) أنه كذلك، أدري أنه ليس كذلك، لكانت أمي لتدمره |
| Kral olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أدري أنه الملك. |
| İçinde bir ceset olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لم أدري أنه كان بها جثة |
| Affedersin. Sana ait olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | -اعتذاراتي، فلم أدري أنه لكِ . |