Ama birşeyler yapman gerektiğini biliyorum, çünkü bu konuda hiçbirşey yapmıyorsun ve... geçmesini umut etmekte bir işe yaramıyor artık. | Open Subtitles | ولكن أدري بأنك يجب أن تقوم بشيء لأن عدم فعل شيء والأمل بأن يختفي هذا.. |
Tıpkı hapishane konusunda söylediğin gibi. Bana tuzak kuranın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كما كذبت حيال السجن أدري بأنك من أوقعت بيّ، وأنت.. |
Dinle, doğru olanı yaptığını düşündüğünü biliyorum. Ancak, bundan daha çok yanılamazsın. Yeni Şafak, her canlıyı öldürecek. | Open Subtitles | أدري بأنك تعتقد بأنك تفعل الصواب، ولكنك مخطئ كليًا، فـ(الفجر الجديد) تقتل الجميع. |
Bunu hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدري بأنك شعرت بهذا.. |
- Hayır, dans etmeyi sevmediğini biliyorum. | Open Subtitles | -كلا، أدري بأنك لا تحب الرقص |
Walter, bunu duymak istemediğini biliyorum ama Pentagon'daki baş hukuk müşavirliğini düşünmem konusunda strese giriyorum. | Open Subtitles | (والتر)، أدري بأنك لا تريد سماع هذا لكنني أتعرّض للكثير من الضغوطات لاتخاذ قرار في هذا العمل لدى المستشار العام للبنتاغون |