Fakat savcı, benim şırıngalardan, iğnelerden haberdar olduğumu iddia ediyor. | Open Subtitles | لكن أدعاء النيابة حيال ما عرفتُ عن حقن و الزرق، كان تماماً دقيقاً |
Lacy'ye katılmak durumundayım. Bu ipe sapa gelmez bir iddia, Bay Duram. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أُوافقَ لايسي ذلك أدعاء سخيفُ،سّيد دورم |
Çünkü kanıt olmadan, suç komplosu iddia edemem ki bu da demek oluyor ki, savunma makamı, başınızda kara bulutlar uçuracak. | Open Subtitles | لأنهُ بدون ذلك، لا يمكنني أدعاء وجود مؤامرة جنائية مما يعني أن الدفاع سيقوم بتسليط الضوء على حالتكَ النفسية |
Aynı arabaya Bayan Solandres'in Paris'e geldiğini iddia ettiği günden tam iki gün önce bir ceza yazdığımı fark ettim. | Open Subtitles | عرفت، أنني أعطيت مخالفة لنفس السيارة قبل يومان من أدعاء السيدة (سلاندروز) بالقدوم إلى "باريس" |