Çoğu kişi onun yaptığı bir kılıcı almak için köpek dişini verirdi. | Open Subtitles | أن معظم الناس سوف تعطي أسنانهم العين لديك السيف الذي أدلى به. |
Amerikan Başkanlığının şuanki favori Cumhuriyetçi adayı Donald Trump'ın yaptığı bir yorum. | TED | هو بيان أدلى به المرشّح الأساسي الحالي لرئاسة الحزب الجمهوري الأمريكي، دونالد ترامب. |
Sonrasında ise sanki yaptığı açıklamanın ne kadar önemli olduğunun farkında değilmiş gibi devam etti. | Open Subtitles | ثم أستمر فى الحديث وكأنه لم يدرك أهمية التصريح الذى أدلى به |
Eminim bugün yaptığı o önemli duyurudan haberin vardır. | Open Subtitles | أنا واثق من أنك سمعت بأمر إعلانه الكبير الذي أدلى به اليوم |
(STEVEN SPIELBERG - GD BAŞYAPIMCI) Bob Zemeckis bana yaptığı bir USC kısa filmini getirdi. | Open Subtitles | جلبت لي بوب زمكيس] فيلم USC قصيرة كان قد أدلى به |
Bu 7 mayısta Londra'da yaptığı bir konuşmadan. | Open Subtitles | هذه من الخطاب الذي أدلى به في (لندن) في الـ7 من مايو |