"أذكره" - Translation from Arabic to Turkish

• hatırladığım
• hatırlıyorum
• hatırlamıyorum
• hatırlayabildiğim
• hatırladım
• hatırlattığımı
• Hatırladığımdan
• hatırlatmak
• bahsetmedim
• animsayamadim
• anımsadığım
• hatırlatıyorum
• hatırladıklarım
• Hatırlayabiliyorum

Gözlerindeki korku ve göğsündeki bıçak annem hakkında hatırladığım son şeyler.
الخوف في عينيها والسكِّين في الصدر هذا آخر ما أذكره لأمي

hatırladığım tek şey karanlık bir odada saatlerce yumruk yumruğa kavga etmekti.
الشيء الوحيد الذي أذكره أننا كنا في غرفة مظلمة نتقاتل باليد لساعات

hatırladığım şey, yanan bir evin yerinde babamı ölürken bıraktığım.
ما أذكره هو ترك والدي يُحتضر على أرض منزل يحترق

Altı aylık hamile olmak hakkında ne hatırlıyorum biliyor musun?
تعلمين ما الذي أذكره عندما كنت حامل بالشهر السادس ؟

hatırlıyorum. Büyük kalpli sevimli çocuk.
بالتأكيد، بالتأكيد أذكره إنّه رجل كريم ولطيف

Efendim, Benim hatırladığım, biraz ders biraz tavsiye, yeteneklerimize dair biraz eliştiri, ama ben hiç bir emir hatırlamıyorum.
كل ما أذكره يا سيدي هو أنك قد اعطيتني محاضرة وبعض النصائح و انتقدت قدراتنا ولكنك لم تعطيني أي أوامر

Kendi kariyer aramdan canlı biçimde hatırladığım bir şey daha var.
هناك شيء آخر أذكره بوضوح من فترة إنقطاعي عن العمل.

Maurice içeri girip, beni silahla bulana kadar hatırladığım son şey bu.
ذلك هو آخر شيء أذكره إلى أن .دخل موريس و وجد معي المسدس

- İlk hatırladığım, bir ateş. - Nerede başladı? Bu bir savaş, sanırım.
أول شئ أذكره هو النار إنها الحرب، على ما أظن

Tüm hatırladığım, koca sakallı bir adam. Ben annemin kucağındaydım.
إذن فإن كل ما أذكره هو رجل بلحية كبيرة و أنا كنت أجلس في حضن ماما حول النار

Neyse, son hatırladığım şey Tucson caddelerinde koşuyoruz, peşimizde şu gar bizim garson... elli yaşlarında bir herifti, ama benim gibi bir şeydi...
على أية حال، الشيء التالي الذي أذكره أننا كنا نركض في الشارع ويطاردنا نادلنا الذي كان بعمر الخمسين، ولكنه كان يركض مثلي

Sonraki hatırladığım şey, tepe taklak olmamdı.
و الشيء الذي أذكره بعدها أنني كنت منقلبة

O iş başındayken birileri ölmüştü, tek hatırladığım bu.
بعض الناس تم قتلهم ، وهو كان ذو علاقة لأمر ، هذا كل ما أذكره

Okulun ilk günündeki otobüs yolculuğunu çok iyi hatırlıyorum.
أتذكّر حافلة المدرسة في أول يوم لي فيها أذكره جيداً

Okulun ilk günündeki otobüs yolculuğunu çok iyi hatırlıyorum.
أتذكر حافلة المدرسة فى أول يوم لى فيها أذكره جيداً

Yüzünü ve sesini hatırlıyorum.
الأن أذكره تماماً ، وجهه، صوته0 أنا مندهش أنى لم أعرفه فوراً0

O kadar çok şey hatırlamıyorum ve hatırladığım şeyleri de pek konuşmak istemiyorum.
لا أذكر الكثير وما أذكره أفضل ألا أتحدث عنه

Ama hatırlayabildiğim tek şey hayatımı berbat etmek için her şeyi yapmasıydı.
لكن كل ما أذكره أنه فعل كل شيء ليحول حياتي إلى جحيم

Onu şimdi hatırladım. 1980. Tanrım, onu böyle görmüştüm.
يا إلهي، أنا أذكره الآن، 1980 م يا إلهي، رأيته هكذا

Benden hoşlandı sanırım. Ona ölmüş karısını hatırlattığımı söyledi.
يبدو أنه معجب بي يقول أنني أذكره بزوجته التي ماتت

Hatırladığımdan daha küçük.
إنه أصغر مما أذكره

Anlıyorum, ama benim görevim adamlarımın... binlerce silahlı Somali milisi tarafından çevrildiğini kendisine hatırlatmak.
أنا أتفهم لكنه واجبي أن أذكره بأن رجالي محاطون بآلاف من المقاومة الشعبية الصومالية المسلحة

- Yalan söylemedim. Ondan bahsetmedim.
لم أذكره فحسب لأنني لم أكن اريدك أن تبالغ بالأمر

- Hayir, hiç animsayamadim.
لا .. لا أذكره أبداً

Afedersin, Nerede olduğumu bilmiyorum. Buraya nasıl vardığımı anımsayamıyorum. Düşündüğüm neyi anımsadığım.
لا اذكر كيف وصلت إلى هنا ما أذكره أنني سقطت

- Ben gencim. Ona Kim'i hatırlatıyorum.
أنا فتاة في سن المراهقة لابد أنني أذكره بـ "كيم"

O geceyle ilgili her şeyi hatırlamıyorum ama hatırladıklarım açıklanacak gibi değil.
أنا أيضًا لا أذكر كلّ ما جرى في تلك الليلة، لكن ما أذكره يتعذّر تفسيره.

- Şifreyi biliyorum demek. Hatırlayabiliyorum.
هذا يعنى أننى أعرفه , أذكره