Tanrım, çok ses var. Kulaklarım çok hassastır. Paslanmaz çelik. | Open Subtitles | يا الهي، هذا قوي، قنوات أذناي حسّاستين معدن ضد الصدأ |
Hayır, Kulaklarım gayet iyiymiş. Aramızdan birinin kesinlikle akordu bozuk. | Open Subtitles | كلا، أذناي سليمتان، إننا لدينا .عازف خارج عن النغمة تماماً |
Gözlerimi ve kulaklarımı dış dünyaya kapatıp gerçeğin ne olduğunu anlamalıyım. | Open Subtitles | أنّي يجب أن أغلق أذناي وعيناي عن العالم الخارجي لإدراك الحقيقة |
Söylediğin gibi, sadece gözlerimi ve kulaklarımı açık tutacağım. | Open Subtitles | بالطبع لا، سأبقى عيناي و أذناي يقظتان كما قلت لي |
- Evet, sadece yüzüme, kulaklarıma, boynuma ve ellerime. | Open Subtitles | فقط على وجهي و أذناي و رقبتي و يداي , أجل |
Özür dilerim ama hak edilmemiş bir iltifat duyduğumda kulaklarımın kusası geliyor. | Open Subtitles | انا أسف ولكن عندما أسمعها هي لا تستحق المجاملة أذناي تريدان أن تتركاني |
Senden benim kulağım olmanı istiyorum ama sen hiçbir şey duymuyorsun? ! | Open Subtitles | لقد سألتك أن تكون أذناي في هذا السجن و لم تسمع شيئاً؟ |
kulaklarımdan tutuyorum ve sana söz veriyorum artık hiç bir çocuğun yokluk yüzünden ölmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | سألمس أذناي وأعدك انني لن أدع طفلاً آخر يموت بسبب نقص المال |
Kulaklarım açık, gayet iyi duyuyorum ama anlamıyorum. | Open Subtitles | أذناي مفتوحتان جيداً، لهذا يمكنني أن أسمع ولكن لا أفهم |
Kulaklarım sana bir şeyler söyleyen dudaklarıma zor inanıyor. | Open Subtitles | أذناي تجد صعوبة لتصديق ما تخبرك به شفتاي |
bu konuşan benim tatlı aşkım mı, yoksa Kulaklarım beni mi yanıltıyor? | Open Subtitles | أهذا كلام محبوبتي ، أم أن أذناي تخدعني ؟ |
Çok zayıfım, Kulaklarım kepçe, dişlerim çarpık... ..ve boynum da çok uzun. | Open Subtitles | أنا نحيلة جداً و أذناي بارزتان و أسناني مائلة. و رقبتي طويلة جداً. |
Bacaklarım yaşlı, Kulaklarım duymaz, gözlerim görmez... | Open Subtitles | ساقاي رماديتان, أذناي مسدوتان وعيناي عجوزان |
Bacaklarım yaşlı ve çarpık, Kulaklarım duymaz, evet? | Open Subtitles | ساقاي عجوزان وملتويتان أذناي مسدودتان, نعم؟ |
Böyle söylemeliyim yoksa kulaklarımı ağrıtır. | Open Subtitles | يجب علي قول هذا و إلا سيصم أذناي بكلامه. |
Yapamam. Çok gürültülü. kulaklarımı acıtıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني ذلك ، فالصوت هناك مرتفع ، سيؤذي أذناي |
Vaktiyle şiirleri severdim, ancak bir daha asla bilemeyeceğim şeyleri duymak kulaklarımı incitiyor. | Open Subtitles | ،لقد أحببتُ الشِعر مِن قبل .. لكن الآن يؤلم أذناي أن أسمع عن أشياء لن أعرفها أبداً مُجدّداً |
Acaba birileri kulaklarıma tekrar bakabilir mi? | Open Subtitles | هلا إستدعيت شخص ما ليقوم بالنظر في أذناي مجدداً ؟ |
- Evet, sadece yüzüme, kulaklarıma, boynuma ve ellerime. | Open Subtitles | فقط على وجهي و أذناي و رقبتي و يداي , أجل |
Narin kulaklarımın bu kadar büyük bir şeyi kaldırabileceğinden emin değilim. | Open Subtitles | لا أظن أن أذناي الحسّاستان تستطيعان تحمّل شئ كبير هكذا |
Ulan, yol boyunca takside kulağım çınladı lan! | Open Subtitles | أذناي كانت تحترق طوال طريق عودتي في سيارة الأجرة |
Neden tüm gece boyunca kulağıma bağırmana izin verdiğimi hatırlatsana. | Open Subtitles | ذكريني لماذا وافقت على ثرثرتك في أذناي طوال الليل |
Şimdi kulağımı deldirdim. | Open Subtitles | لقد ثقبت أذناي للتو |